KADİR İNANIR VE TÜRKAN ŞORAY, 24 YIL SONRA SADECE SANAT İÇİN YENİDEN BİRLİKTELER
24 yıl sonra ilk kez birlikte kamera karşısına geçen Türkan Şoray ve Kadir İnanır, bir aşk hikâyesi üzerinden 12 Eylül dönemine ışık tutan ‘Gönderilmemiş Mektuplar’ filminden hiçbir ücret almadıklarını söylüyor. Çekimleri halen Amsara’da devam eden film, mart ayında gösterime girecek.
Bir yanda Türk sinemasının, bakışlarına bile şarkılar yazılan ‘sultanı’ Türkân Şoray, diğer yanda ise Türk filmlerinin romantik jönü, Selvi Boylum Al Yazmalım’daki tutkulu âşık Kadir İnanır... İnanır, “Gidiyorum. Sana hoşçakal demek istedim.” diyor. Şoray ise biraz mahzun, “Geldin mi ki gidiyorsun Cem?” diye sitem ediyor. Ve devam ediyor: “Peki git. Ölümüne alışmıştım. Buna da alışırım.”
Türkan Şoray ve Kadir İnanır’ın, “Selvi Boylum Al Yazmalım” filminde destanlaştırdığı sevda hikayesi, yıllar sonra bu kez, “Gönderilmemiş Mektuplar” filmiyle sürüyor. Yusuf Kurçenli’nin yönettiği, çekimleri Amasra’da devam eden “Gönderilmemiş Mektuplar”, yaşanamamış bir aşkın öyküsü. Büyüttüğü umutlar 12 Eylül döneminin yıkıcılığına takılmış, yaşanan bölünmüşlüklerden nasibini fazlasıyla almış bir aşk. 12 Eylül darbesi sonrasında ülkeyi terk eden Cem (Kadir İnanır), yıllar sonra döndüğünde, gençlik aşkı Gülfem’i (Türkan Şoray) arayıp bulur. Ancak Gülfem, Cem’in öldüğünü haber alıp evlenmiş ve bir kız annesi olmuştur. Kaybettikleri mutluluğu yeniden yakalamaya çalışırlar; ama artık her şey çok değişmiştir.
Şoray ve İnanır’ı, yıllar sonra bir filmde buluşturan sebep, projenin kendisi. İnanır, filmle baştan beri iç içe olduklarını, senaryonun önlerine gelmesiyle karar vermediklerini söylüyor: “Biz, yıllardır böyle bir filmi çekelim diye hazırlıklar yapıyoruz. Diğer işlerin yanında bir taraftan proje sürekli gelişiyordu.” İnanır ve Şoray, rol almanın ötesinde filme gönül vermişler. Öyle ki her ikisi de filmden herhangi bir ücret talep etmemiş. Kadir İnanır, “Film yapmak zaten pahalı bir iş. Üstüne bir de biz ücretlerimizi koysaydık, maliyet çok artacaktı.” diyor.
Türkan Şoray da, her şeyden önce projenin kendilerine çok hitap eden, tarzlarına uygun bir çalışma olduğunu dile getiriyor. ‘Gülfem’ karekterini de kendisine yakın bulan Şoray, çekimler süresince, rolünden oldukça etkilendiğini itiraf ediyor. Kadir İnanır ise “Her şeyiyle hayatın içinden biri.” diye tanımladığı ‘Cem’ karakterini şöyle anlatıyor: “Cem, büyük sevdalara düşmüş, çok acılar çeken biri. Söylediği ve yaşadığı her şey hayatın içinde olan biri. Her insanın yaşadığı veya yaşaması muhtemel bir hayatı var. Cem’in hikayesi evrensel bir hikaye aynı zamanda, yalnızca Türkiye’ye has bir durum değil. Çünkü bir insanın, ayrılıktan ve imkânsızlıklardan doğan aşk acısı söz konusu.”
İki usta oyuncu, geçen 24 yıl içinde birbirlerinin filmlerini dikkatle izlemiş. İkisi de birbirinin oyunculuk grafiğinin her filmde yükseldiğini belirtiyor. “O filmlerden birinde, kendinize uygun gördüğünüz rol oldu mu?” sorusuna ise İnanır, “Hayır, bence bizim yaptığımız filmler yeter diye düşünüyorum.” cevabını veriyor. Şoray da onu destekleyerek, bundan sonra yine birlikte kamera karşısına geçecekleri filmler olacağını söylüyor.
Nesteren Davutoğlu’nun yapımcılığını üstlendiği, senaryosu da Yusuf Kurçenli’ye ait olan Gönderilmemiş Mektuplar’ın çekimlerinin bu ay sonunda tamamlanması ve filmin mart ayında gösterime girmesi planlanıyor.
Kurçenli: 12 Eylül olmasaydı bu film olmazdı
Filmin yönetmeni Yusuf Kurçenli de darbenin yıkıcılığını, bir insan öyküsü üzerinden anlattıklarını belirterek, “Türkiye’de öyle koşullar yaşanmasaydı, bu hikaye de olmayacaktı. Ve Cem, şimdi muhtemelen orta yaşlarında, bambaşka bir hayatı sürüyor olacaktı.” diyor. 12 Eylül öncesinde, darbenin sıcak günlerinde ve sonrasında, Türkiye’de büyük acılar yaşandığını dile getiren Kurçenli, filmde sadece bunun küçük bir izdüşümünün konu edildiğini söylüyor. Kurçenli, çekimlerin Amasra’da gerçekleşmesini ise, “Öykü, küçük bir sahil kasabasında geçiyor. Çekimler açısından Amasra, aradığımız konsepte uygundu. Ayrıca Amasra’nın hırçın dalgaları, filmdeki coşkuyu çok iyi yansıtıyor.” diye açıklıyor.
Gönderilmemiş Mektuplar’da Şoray ve İnanır’a, Melike Demirağ, Aytaç Arman gibi isimlerin yanı sıra pop müzik sanatçısı Levent Yüksel de eşlik ediyor. Yüksel, projeye, müzik bilgisi olan ve ud çalabilen biri aranırken, Kurçenli’nin önerisi üzerine dahil olmuş. Filmde, Amasra musiki korosunu yöneten, Türkân Şoray’a ud çalmayı öğreten ve aynı zamanda ona hayran olan bir müzik hocası rolünü oynayan Yüksel, “Rolüm için hiç zorlanmadım. Zaten gerçeği oynuyorum. Ud çalıyorum ve Türkân Hanım’a da hayranım. Öneriyi sevinçle kabul ettim.” diyor.
(zaman)
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:10