
"KADİR İNANIR'IN YANINDA TİTRİYORUM!.."
atv'nin önceki hafta izleyicisiyle buluşan dizisi 'Azap Yolu'nda Kadir İnanır'ın (Yavuz) düşmanının kızını canlandıran Ebru Akel, İnanır için "Yanında titriyorum. Onunla çalışmak çok önemli bir durum" diyor. Dizinin kadrosunda Kadir İnanır'ın olmasının kendisi için bir dönemeç olduğunun altını çizen Akel; sunuculuğu severek yaptığını ama oyunculuğu çok önemsediğini belirtiyor.
* Sizin için sunuculuk mu ağır basıyor, oyunculuk mu?
Başarısı kanıtlanmış birçok televizyon programını sundum. Ama ben 'çok iyi bir sunucuyum' demem kendime. 60 yaşıma gelsem de demem. Ben öğrenci olarak görüyorum kendimi. Ama şunu da söyleyebilirim. Sunuculuğu çok severek yapıyorum ama oyunculuk benim hayalimdi. Sonuna kadar da oyunculuk yapmak istiyorum.
* Oyunculuk bir adım önde yani...
Kesinlikle. Oyunculuk sunuculuğa göre çok daha kalıcı. Çok başka bir şey. Bir karaktere hayat vermek, varlık göstermek çok başka bir şey. Onun için şov dünyasında zaman zaman türlü işlerde olabiliriz. Bir müzikalde de olabiliriz, tiyatro sahnesinde de, sunuculuk da yapabilirim. Ama oyunculuğu her zaman yapmak isterim.
'ONDAN ÇOK TOKAT YEDİM'
* 'Azap Yolu'nda rol alıyorsunuz. Kadir İnanır ile aynı dizide oynamak nasıl bir duygu? Onunla oynamak zordur derler...
Kadir İnanır ile oynamak benim için bir şans ve gurur verici bir olay. Onun yanında titriyorum. Çok heyecan verici ve önemli bir durum. Benim için bir dönemeç bu dizi. Daha önce de kendisiyle 'Kumsaldaki İzler' adlı dizi filmde birlikte oynamıştık. Oradan bir tecrübem var.
* Kadir İnanır için 'çalışırken çok sinirli olur, bağırır çağırır' diyorlar. Doğru mu?
Belli bir disiplini vardır ve herkes de o disipline uyar zaten. Bu saygı duyulacak bir disiplindir. Onun dışında aksi hiçbir şey yok.
* Kaan Urgancıoğlu, rol icabı Kadir İnanır'dan yediği tokatlardan yakınıyor. Sizin de böyle bir sahneniz var mı?
Ben daha önceki dizide Kadir İnanır'dan çok tokat yemiştim. Sonra bu tokatlardan kendimi korumayı öğrendim. Bu dizide belli olmaz, belki yine tokat yiyebilirim. Onun düşmanının kızını oynuyorum. Kızdırabilirim onu...
'RAKAMLAR ÖLÇÜ DEĞİL'
* 'Organize İşler' filminde de rol aldınız. Rolünüzün çok kısa olduğu görüldü. Ve canlandırdığınız karakterin 'hayat kadını' olduğu yazılıp çizildi. Bu rolün tanımlaması gerçekten böyle miydi?
Yok kesinlikle öyle değildi. Bir canlandırmaydı o rol. O çetenin içerisinde kızlar zaman zaman çeşitli kılıklara giriyorlardı. Ben o çetede Asım'ın sevgilisi Nilüfer rolündeydim. Bir kere o kılığa girdi Nilüfer. Rolün tamamında öyle değildi. Rolüm az diyenlere ben de rolün büyüğü küçüğü olmaz diyorum.
* O tarz bir rol rahatsız eder mi sizi?
Hayır rahatsız etmez. Ama o rol öyle değildi. Bir bölümde kızların hepsi fahişe kılığına girdiler. Rus şivesiyle konuştular. Çok da keyifliydi bence.
* Filmin rekor kıracağı söylendi. Şu an ulaştığı 2.5 milyon seyirci rakamı sizce tatmin edici bir rakam mı?
Bence tatmin edici. Çok da güzel bir seyirci kitlesi izledi filmi. Türkiye'de bu rekorların oluşmasını sağlayan isim Yılmaz Erdoğan'dır. BKM Film ve Necati Akpınar'dır. Bir de rakamlar ölçü değil. 1 milyon kişi izleyince kötü film, 3 milyon kişi izleyince iyi film mi oluyor? Bunu anlamıyorum. Yılmaz çok güzel bir laf etti. Dedi ki: "Biz bir film yaptık. Fazla abartmayın." Gerçekten de öyle. İzleyip aklınızda bir şey bırakıyorsa ve size hoş vakit geçirtiyorsa ne ala. Spielberg'in yaptığı tüm filmler sanki rekor mu kırıyor? Yılmaz Erdoğan bu ülkede insanlara sinema izleme alışkanlığını kazandırmıştır.
Sunduğunuz gelin-kaynana yarışmaları Türkiye'ye damgasını vurdu. Bu yarışmaların sonunda ölüm bile oldu. Ata'nın ölümü gibi. Bu yarışmalar hakkında siz ne düşünüyorsunuz? Zararlı mı sizce de?
/ZAFER AKBAŞ - SABAH
Hayat gibi değil mi? Ölümler kadar doğumlar da oldu bu yarışmalarda. Neden kötü hatıralar akılda kalıyor ki? Neden Şebnem'in çocuğunun 2 yaşına gelmesi akıllara gelmiyor? Esra ile Toygun, Volkan ile Aysel'in evliliği devam ediyor mutlu şekilde. Ben yaptığım işi savunuyorum ve severek yapıyorum. Şunu unutmasın ki insanlar, ben o programlarda sadece sunucuydum. O bir format ve dünyanın her yerinde var. Programların yapımcısı Sinevizyon ve Pelin Akat'tır. O da çok başarılı bir yapımcıdır. Ben bana verilen malzemeyi hamur haline getirdim ve izleyiciler sevdi.
'EVLİLİĞİN DE VAKTİ GELECEK'
* Sizin sorularla orada fitne-fesat çıkardığınız ve yarışmacıları kızıştırdığınız iddia ediliyordu...
(Kahkalarla gülüyor) Programda sert bir duruşum var benim. Orada iki insanın evliliğiyle yani hayatıyla ilgili kararlar veriliyor. Ben orada onların bu kararları verirken emin olup olmadıklarını anlayabilmek için zor sorular soruyorum. Bu formatın gelişiminde olan bir durumdur.
* Birçok ilişkiye, kavgaya şahit oldunuz. Bu konularda uzman oldunuz mu?
Mümkün mü öyle bir şey? Ama tabi ki insan tanımak, gözlemlemek, yeri geldiğinde o insanların iç dünyasında yolculuk yapabilmek bence bir tecrübedir.
* Birçok kişi evlendirdiniz ama kendiniz hâlâ bekarsınız...
Kendim evlenmek için uğraşmıyorum ki. İstesem yarın evlenirim. Evlilik önceden programlanamaz. Onun da vakti, zamanı mutlaka gelecektir.