MERKEZ SAĞ, KİŞİ PARTİSİ OLMAKTAN ÇIKABİLECEK Mİ?
Merkez sağ partiler 'kurucu lider' partisi midir?
Kurucu lider politikadan çekilirse partinin ömrü de biter mi?
Elimizdeki bulgulara bakarak bu soruyu şimdilik 'evet' diye yanıtlayabiliriz..
Şimdilik diyorum..
Çünkü önümüzde iki örnek var..
Mehmet Ağar'lı DYP ile Ali Talip Özdemir'li ANAP..
Bu iki partinin rotasını bilmiyoruz..
Kaptanlarının başarılı olup olamayacaklarına dair elimizde bir veri yok..
İkisi de direksiyona yeni geçti..
Partilerini büyük sınava hazırlıyorlar..
İçlerinden biri bile başarılı olursa.. Hangara çekilen uçağı yeniden havalandırabilirse, merkez sağda büyük bir transformasyon yaşanacak..
Neden mi?
Demokrat Parti Menderes'le başladı, onunla bitti..
Adalet Partisi Demirel'le başladı, Demirel'le bitti..
İkisinin de bitişi normal değildi.. Siyasete dışarıdan müdahale oldu..
İki parti de ömrünü tamamlayıp siyaset sahnesinden çekilmedi..
Bu yüzden 1950 ile 1980 dönemini hesaba katmamamız gerekiyor..
1983 yılıyla birlikte, yani Türkiye yeniden normal düzene geçerken çok önemli iki gelişme oldu..
Merkez sağ ortadan ikiye bölündü..
Merkez sağda iki parti oldu..
Biri Özal'ın ANAP'ı, diğeri Demirel'in DYP'si..
Gerçi Demirel 1986 yılına kadar yasaklıydı ama o tarihe kadar DYP de beklediği ivmeyi zaten kazanamadı..
Gelin, önce ANAP'a bakalım..
Özal'la tavan yapan, en üst noktasına çıkan ANAP, Özal'dan sonra kademeli düşüş yaşadı..
Mesut Yılmaz ne yaptıysa düşüşü durduramadı..
Kurucu lideri bırakınca parti bir anda yere çakılmadı ama paraşütle inişe geçti..
1991, 1995, 1999 seçimleri kademeli inişin belgeleridir..
2002 ise yere çakılış..
Aynı süreç DYP'de de yaşandı..
Demirel'le 1991 yılında zirveye ulaşan DYP, Çiller'le birlikte aynı akıbeti yaşadı..
1995 ve 1999'da kan kaybetti..
2002'de dibe vurdu..
Belki 2001 ekomonik krizi olmasaydı dibe vurma yaşanmayacaktı ama iniş sürecekti..
Paraşüt belki iki partiyi bir dönem daha havada tutacaktı..
Ama o kadar..
Yanıt verilmesi gereken soru şu..
İki lider de mi kötüydü?
Bu kadar büyük rastlantı olabilir mi?
İkisi de partilerini yeniden zirveye taşımak için ellerinden geleni yaptılar..
İkisi de çok çalıştı.. Hata yapmadılar demiyorum, büyük çaba gösterdiler diyorum..
Ama kademeli düşüşün önünü kesemediler..
O zaman akla şu soru geliyor..
Merkez sağ partilerin ömürleri 'kurucu liderleri'yle mi sınırlıdır?
Daha kurulurken, liderlerinin kişilikleriyle, kimlikleriyle özdeşleşirler mi?
Kişi partisine mi dönüşürler?
Merkez sağda önemli olan kişi midir, kurum mudur?
Elimizdeki veriler şimdilik kişi diyor..
Özal'ın partisi..
Demirel'in partisi..
Onlar gidince parti de ömrünü tamamlıyor..
Genel başkan seçildikleri gün Yılmaz'ın da Çiller'in de arkasında müthiş bir rüzgar vardı..
İkisi de değişimin simgesiydi..
İkisi de gençleşmenin sembolüydü..
Ama olmadı..
Hani diyorum.. Yılmaz 1991 yılında ANAP'ın başına geçeceğine kendi partisini kursaydı..
1993'te aynı şeyi Çiller yapsaydı, belki de çok farklı olurdu..
Partiler yaşayan organizmadır..
ANAP'ta Özal'ın kimyası hep kaldı..
DYP'de ise Demirel'in..
Şimdi merkez sağda iki yeni lider var..
Ağar ve Özdemir..
Biri bile başarılı olursa merkez sağ kurumlaşacak..
Aksi olursa kişi partisi geleneği sürecek..
(Mehmet Tezkan/Sabah)
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:08