Gündem
  • 12.7.2002 12:49

MESUT YILMAZ: DERVİŞ'İN GÖREVİNİ SÜRDÜRMESİ OLUMLU BİR GELİŞME

KAYNAK : Haber Vitrini Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, Devlet Bakanı Kemal Derviş'in hükümetteki görevini sürdürecek olmasının, ''Türkiye'de ekonomik istikrarın korunması açısından olumlu bir gelişme'' olduğunu söyledi. AB Konvansiyon toplantıları için Brüksel'de bulunan Yılmaz, İMKB FEAS Salonu'nda video-konferans sistemi aracılığıyla basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Yılmaz, Devlet Bakanı Kemal Derviş'in istifa edip, daha sonra istifasının geri almasıyla ilgili soru üzerine, şunları söyledi: ''Sayın Derviş'in hükümetteki görevini sürdürecek olması, Türkiye'de ekonomik istikrarın korunması açısından bence olumlu bir gelişmedir. Ben Sayın Derviş ile önceki gün yaptığım görüşmede de, kendisinin siyasi bazı arayışlar nedeniyle hükümetteki görevinden ayrılmasının, Türk ekonomisini olumsuz etkileyebileceği konusundaki endişelerimi dile getirmiştim. Özellikle dış çevrelerde, bunun Türkiye'nin ekonomik programdan vazgeçebileceği şeklinde yorumlanması konusundaki endişemi dile getirmiştim. Dün varılan sonucu, bu açıdan çok olumlu görüyorum. Sayın Derviş'in hem gelecekte siyasette rol alma projesinden vazgeçmeden hem de şu andaki ekonomik programı yürütme misyonunu sürdürmesini, fevkalede yararlı bir uzlaşma olarak görüyorum.'' Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, ''Önümüzdeki yakın dönemde bizim gerek hükümet oluşumları konusunda, gerek seçim tarihi konusundaki tutumumuza yön verecek olan en önemli hadise, AB'de entegrasyon yolundaki ulusal programın gereklerinin Aralık ayından önce yerine getirilmesi olacak'' dedi. Avrupa Birliği (AB) Konvansiyon toplantıları için Brüksel'de bulunan Yılmaz, İMKB FEAS Salonu'nda video-konferans sistemi aracılığıyla basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Yılmaz, ''İstanbul-Brüksel Penceresi'' adı altındaki video konferans sistemi ile, yeni bir köprü açıldığını, AB'deki ekonomi ve medya merkezleriyle bu şekilde daha kolay iletişim kurulacağını belirterek, ''Bunu gelişen AB ilişkileri açısından çok önemli bir adım olarak görüyorum. AB ilişkilerimiz bu sistemle yeni bir ivme kazanacaktır'' dedi. Mesut Yılmaz, bir basın mensubunun ''Hükümetin çekilmesi olursa, istifalar devam ederek, yeni dönemde yeni süreçte sizin stratejiniz ne olur? Yeni oluşum artı DYP ve dışarıdan destekle siz hükümette yer alır mısınız? Siz, öncelliğinizin AB'ye uyum yasaları olduğunu söylüyorsunuz. Bu hükümette bu yasaları çıkarıp seçime gitme konusunda sizin tavrınız ne olur? Oluşum mümkün müdür? Böyle bir öngörünüz var mıdır?'' şeklindeki soruları üzerine, Yılmaz; ''Benim daha önce Türkiye'de yaptığım çeşitli açıklamalarda ve Brüksel'deki basın mensubu arkadaşlarımla yaptığım basın toplantısında ifade ettiğim gibi Anavatan Partisi olarak, bizim en önemli öncelliğimiz Türkiye'nin AB ile entegrasyon yolundaki süreci hızlandırmaktır. Biliyorsunuz bu konuda önümüzde çok önemli bir dönemeç söz konusudur. Aralık ayında yapılacak olan Kopenhag Zirvesi'nde AB, genişleme konusunda tarihinin en önemli kararlarını alacaktır. Böyle önemli bir dönüm noktasında Türkiye'nin bu süreçten kendi iç siyasi gelişmeleri nedeniyle dışlanması bize göre Türk siyasetine büyük bir vebal getirecektir. Onun için biz hükümet oluşumunda, seçim meselesinden daha öncelikli olarak AB ilişkilerimizde mesafe alınmasını, bu süreçte yapmamız gereken bazı reformların tamamlanmasını önümüzdeki en önemli misyon olarak görüyoruz. Anavatan Partisi olarak bu misyona katkıda bulunacağına inandığımız her oluşuma sıcak bakacağımız gayet doğaldır.'' Yılmaz, bir basın mensubunun MHP'li bir hükümetin AB'nin gerektirdiği kriterleri yerine getirmeyeceğinin anlaşıldığını belirterek, ''MHP hükümette kaldığı sürece içinde siz de olsanız, olmazsanız da kriterler yerine getirilemeyecek. Bu haliyle elinizden gelen herşeyi yaparak, her türlü oluşuma destek verir de gerekiyorsa uygun bir zamanda hükümetten çekilmek de dahil midir bu opsiyona?'' şeklindeki sorusu üzerine de, şöyle dedi: ''Bu hükümetin son siyasi gelişmelerle varlığını bir seçim hükümeti şeklinde sürdürmesi gündeme gelebilir. Biz böyle bir durumda bu yasaların çıkması için Meclis'teki muhalefet partileriyle de bir uzlaşma arayışına gireceğimizi ve Meclis'in normal toplantı tarihinden önce olağanüstü toplantıya çağrılması için Anavatan Partisi olarak girişimde bulanacağımızı hem kamuoyuna, hem de koalisyon ortaklarımıza ifade ettik. Dolayısıyla bu yasaların çıkarılmasını hükümet meselesinden daha önemli olarak görüyoruz. Eğer bu hükümet yapısı içinde de böyle bir imkan bulursak bunu da değerlendireceğiz.'' Aynı basın mensubunun 15 milletvekilinin daha istfa etmesiyle hükümetin düşebileceğini ifade ederek, ''ANAP, (AB yolunda alınacak kararlarda asla hükümetten çekilmeyeceğiz ama sonuçta bizim tavrımız, izleyeceğimiz strateji uygun bir zamanda parlamentoya gideriz, gitmeyiz. Meclis'i olağanüstü toplamak ve Meclis'te öteki muhalefet partileriyle de AB uzlaşmasına imza atmak. MHP böyle bir uzlaşmaya imza attık diye hükümetten çekilirse sorun yok, çekilebilir, biz bu uzlaşmaya hazırız ve bunu yapacağız, uygun bir zamanda da yapacacağız) diyorsunuz. (Ancak daha önce hükümet düşürse, bu istifalar nedeniyle de, zaten yapacak birşey yok) diyorsunuz'' şeklindeki yorumunu Yılmaz, söylediklerinin daha açık dile getirildiğini ifade etti. Yılmaz, ''Önümüzdeki yakın dönemde bizim gerek hükümet oluşumları konusunda, gerek seçim tarihi konusundaki tutumuza yön verecek olan en önemli hadise, AB'de entegrasyon yolundaki ulusal programın gereklerinin Aralık ayından önce yerine getirilmesi olacak'' dedi. AB ile entegrasyon sürecinde son derece önemli bir gelişme olan AB Komisyonu Başkanı Romano Prodi'nin Türkiye ziyaretinin ertelenmesinin hatırlatılarak, bundan sonraki süreçte ne gibi adımların atılması ve siyasi belirsizliğin ne kadar zaman içinde sonuca ulaşması gerektiğinin sorulması üzerine Yılmaz, Prodi'nin ziyaretinin, aynı zamanda bir komisyon başkanının Türkiye'ye yapacağı ilk ziyaret olduğunu bildirdi. Yılmaz, ziyaretin ertelenmiş olmasının, Türk hükümetiyle birlikte alınmış bir karar çerçevesinde olduğunu belirterek, şu görüşleri dile getirdi: ''Bu ziyaret bizim de çok önem verdiğimiz bir ziyaretti. Kopenhag Zirvesi öncesinde birlikte değerlendirme yapma imkanı bulacağımız bir ziyaretti. Ama bildiğiniz gibi Türkiye'deki iç siyasi gelişmeler bu ziyaret öncesinde gerçekleştirmeyi arzuladığımız bazı yasal düzenlemeleri gerçekleştirmemize imkan vermedi. Dolayısıyla ben önümüzdeki takvimde Ağustos ayı içinde Meclis'in olağanüstü toplanarak, bu yasal düzenlemeleri tamamlamasını, Sayın Prodin'in de bunu takiben Eylül veya Ekim aylarında Türkiye'yi ziyaretinin daha önce amaçladığımız doğrultuda daha yararlı olacağını düşünüyorum. Zaten Komisyon'la da böyle bir mutabakata varılmıştır. Zannediyorum ki bu ziyaret Eylül veya Ekim aylarında gerçekleşecektir. Önemli olan Aralık ayındaki zirve öncesinde Komisyon ile Türk hükümeti arasında böyle bir değerlendirmeye imkan veren bir ziyaret olmasıdır.'' Türkiye'deki siyasi ortamın, yaptığı toplantılara nasıl yansıdığı yönündeki bir soruya da Yılmaz, ''Türkiye'deki siyasi krizin AB ilişkileri açısından yeni bir imkan yarattığını gözledim. Birincisi, Türkiye ilgi odağı olmuştur. İkincisi, buradaki ortak değerlendirme Türkiye'deki iç siyasi gelişmelerin AB ile bütünleşmedeki engelerin kaldırılmasında fırsat oluşturabileceği düşüncesidir'' şeklinde yanıt verdi. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 17:25

İLGİLİ HABERLER