Türkiye’nin en “özel” mahpusu Abdullah Öcalan, PKK’yı yönetmeyi ve devletle pazarlığı mahpus bulunduğu İmralı adasından sürdürüyor. İmralı’daki yaşam koşulları, baktığınız yere göre değişik algılanabilir. PKK ve HADEP’in “tecrit” olarak lanse ettiği durum, başka bakış açılarından “resmi ve güvenli ikametgah” şeklinde görünüyor.

Öcalan avukatları aracılığıyla dışarıya istediği mesajı iletiyor. PKK yanlısı yayın organı Özgür Gündem gazetesinin bugünkü sayısında da Abdullah Öcalan imzalı bir yazı var. Sonunda, avukatlarıyla 27-10-2004 tarihli görüşmesinin notlarının redakte edilmiş hali olduğu belirtilen yazı, “İslami” göndermeleriyle dikkat çekiyor.

Erdoğan-Gül ikilisinin hakimiyetinde gördüğünü belli ettiği AKP’ye seslenen Öcalan “Eğer zırnık kadar İslam ve İslam’ın affı, zırnık kadar kendi halkına saygı, zırnık kadar kendi askerine ve polisine, kendi halkına saygı duyuyorsa, bir tek damla kan dökmekten çekiniyorlarsa, ben Türkiye halkları için her şeyi yapmaya hazırım.” diyor ve ekliyor “İslami açıdan da söylüyorum: Müslüman Müslüman’ı öldürmez. Sen başkent başkent dolaşarak AB’ye taviz veriyorsun da, kendi halkına niye taviz vermiyorsun? DEHAP’a da söylüyorum: Politika ciddi bir iştir. Ciddi bir talepleri bile yok. Ben kan meselesi konusunda İslamiyet’in özüne katılıyorum. İslamiyet “Acemin Arab’a üstünlüğü yok” diyor. Sen Hıristiyan AB’yi Müslüman’a üstün tutuyorsun. Avrupa’ya taviz veriyorsun, ama Müslüman Kürt halkına vermiyorsun, Müslüman kardeşinin dilini yasaklıyorsun.”

Öyle görünüyor ki Abdullah Öcalan hükümete “damardan” girmek peşinde.

Öcalan’ın etnik-milliyetçi taleplerini İslami umdelerle temellendirme konusunda da işleklik kazanmış görünüyor. “Yazı”sında buna güzel bir örneğe rastlıyoruz. Anadil öğrenimi, anadilde eğitim talebini bakın Abdullah Öcalan nasıl temellendiriyor:

“Dilimden vazgeçsem iyi mi olur? Benim dinim kalır mı? Anadilini bilmeyenin dini olur mu? Anadilinden vazgeçenin dini de olmaz. Doğru konuşmayan imamın vaazını dinlemesinler. Sen çocuğuna kendi dilini öğretmiyorsan, senin çocuğun haramzadedir.”

Öcalan’ın hükümeti “delikanlılığa” (yine İslami renk de katarak) daveti de son derece eğlenceli: “Hükümet adil olmak zorunda. Nedir bu on gencin peşine bin asker takıyorsun? Bu dine, Müslümanlığa sığar mı? Adı da muhafazakar demokrat parti.Bunlar Müslüman da değil, tüccar bezirgan takımı. İslam’ı da kirletiyorlar.”