
ROBER HATEMO'YA USTURAYLA SAÇ İŞLEMESİ!..
Bugüne kadar 4 albüm çıkardı, ama 3.5 yılı aşkın bir süredir 'haber alınamıyordu' Rober Hatemo'danÖnceki albümlerini 1.5-2 yıllık periyotlarda çıkaran Hatemo, bu kez neden bu kadar uzun süre albüm yapmadığını şöyle açıklıyor: "Birtakım aksilikler yaşadım. Ama galiba biraz da korktum. Çünkü çok ucuz işler çıkıyordu, 'Ya artık bunlar tutuyorsa' diye endişelendim. Biraz da başka isimlerin altında kalır mıyım endişesiydi bu!" Bütün korkularına rağmen 'Sihirli Değnek' isimli 5'inci albümünü çıkaran ve 'Senden Çok Var' adlı parçasının klibinde göbek dansıyla şaşırtan Hatemo artık iddialı: "Kimse benim gibi olamaz. Kendimi kimseyle kıyaslamıyorum. Nasıl dans edilir görsünler. Zaten dansta da bir ben varım, bir de Tarkan var!'
* Bir önceki albümünüz 3.5 seneyi aşkın bir süre önce çıkmıştı. Neden yeni bir albüm çıkarmak için bu kadar zaman beklediniz?
Hiçbir albümü 2 yıldan önce yapmadım ben zaten. Bundan önce 4 albüm çıkardım, 'Sihirli Değnek' 5'inci albümüm. 10 yılda 5 albüm yapmış oldum. Bir albümden en az 5 şarkı çıkardım ben. 'Çiçeğim', 'Tanrım', 'Gurur' gibi şarkılar çıktı... Bir de biraz fazla emek vermek gerekiyor kalıcı olabilmek için. Tabii ki, 4 yıl uzun bir süre bir albüm çıkarmak için ama bunun sebebi biraz aksilikler yaşamış olmam. Bir de zaman geçtikçe korkmaya başladım. Daha iyisini nasıl yaparım diye...
KİMSEYE BORCUM YOK
* Bu korku, 'iyi bir şey çıkaramazsam ve tutmazsa' korkusu muydu, yoksa başka sanatçıların altında kalkmaktan mı korktunuz?
Hepsini toplayalım, eşittir yapalım... Hayatım boyunca hiç kimse için 'Benim yerimi mi alıyor' diye düşünmedim. Kendime sonsuz güvenliyimdir. Ne ben kimse gibi olabilirim, ne de kimse ben gibi olabilir bu saatten sonra. Benim bu 4 yıllık sessizliğim döneminde, fast food ve ucuz diyebileceğim abuk subuk işler çıktı. Zaten gördük; adları bile yok. Bu durum beni gerdi; 'Bu işler mi sevilmeye başladı' diye kaygılandım.
* Peki neyle uğraştınız bu süre içinde?
Mesela geçiminizi nasıl ve nereden sağladınız? İş anlamında gereksinim duymadım bir şeye. Yine bir kulüpte 800, bin kişiye şarkı söyledim. Yine sahnedeydim ama çok az çıktım. İstanbul dışındaydım daha çok. Eh bir de bazen ödün vermek gerekiyor! Eğer peşinden koştuğu hayalleri varsa insan havyar yiyeceğine, idealistlik uğruna soğan yiyebiliyor.
* Zor günler yaşadınız mı?
Çok büyük maddi sıkıntılar çekmedim ama alışmış olduğum bir standart vardı. Tabii ki bunun altında yaşadım ama bu beni zorlamadı. Borcum yok. Bir ara 'kaza yaptı, haciz geldi' gibi haberleri çıktı. Ama yok böyle bir şey.
MAL ORTADA; İYİ İYİDİR!
* Bu albüm, çıkış şarkısıyla biraz yazı çağrıştırıyor. Şimdi böyle bir yaz şarkısıyla çıkmaz dezavantaj olabilir mi senin için?
Yaza yetişecekti. Ama dediğim gibi aksilikler oldu... Dezavantaj olabileceğine inanmıyorum. Çünkü mal ortada; iyi iyidir! Ben bu işin iyi olduğuna inanıyorum. İnandığımın karşılığında doğabilecek tepkileri alıyorum şu anda. Daha albüm çıkalı 6 gün oldu, klibi yayınlanmadan, bir tek röportaj bile yapmadan; yani hiçbir şeysiz 6 günde 25 bin sattı albüm. Bir de bronzum klipte, hareketli ve şıkır şıkır bir şarkı söylüyorum. Kış gelince renkler grileşir, matlaşır klipler ve şarkılar. Ama benim yaptığım bu iş bence insanlarda mutluluk hormonu salgılatacak!
* Peki insanlar sizi unutmuş muydu bu süreç içinde?
Yok unutulmadığımı biliyordum. Bunu da nereden çıkardım; gittiğim konserlerde hiçbir azalma olmadı. Yolda yürürken insanların sevgisinde de azalma görmedim. Sadece eski şarkılarımla anılma durumum vardı. Ama bu nereye kadar giderdi. Üretmezsen illa ki bitmeye mahkumsun...
* Albümün çıkış parçası 'Senden Çok Var' Yunanlı bir bestecinin... Ama galiba bu şarkının bir hikâyesi var değil mi?
O şarkıyı 3 yıl önce tatile gittiğimde... Yunanistan'da dinlemiştim. Buldum albümü, bayıldım bu şarkıya. Yıldız'a dinlettim (Tilbe). Söz yazdı, okuyacağız, bir baktık Aşkın Nur Yengi okumuş başka sözlerle. Aşkın'ı çok severim, inanılmaz bir vokaldir. Ama nedense onda olmamış şarkı. Sözleri zayıftı bana göre. Sütten kesildik, istemedik. 6-7 ay kadar önce Yıldız'a dedim ki "Yıldız yeni sözlerle yaz, 'bir: şöyle yaptın, iki: şöyle yaptın" olsun. İyi ki yapmışız, çünkü bana çok yakıştı.
BENİM RAKİBİM OLAMAZ!
* Eğer bu albüm yazın çıkmış olsaydı, kiminle çekişirdiniz sizce?
Benim rakibim olamaz! Söylemek istediğin isimleri çok iyi anlıyorum. Onların da rakibi olamaz. Çünkü hepsi kendilerini kanıtlamış. Bu 4 yıl içinde benim de, Tarkan'ın da, Kenan'ın da türevimiz çıktı. Bizler artık kendimizle yarışıyoruz. Ama yazın çıksaydım başka bir şarkıyla çıkardım. O sezona göre farkımı yine yaratırdım. Çünkü pop yapanlar hip-hop tavrında çıkıyor. Poposunu geriye atan kızlar kullanıyorlar, o tarz giyiniyorlar. Benim Orient bir durumum var dansımda. Bunu seviyorum, bende görmeyi de seviyor insanlar. Dans etmesini biliyorum! Bir de Tarkan dans edebiliyor. Kliplerimde de farklı danslar göreceğiz zaman içinde...
Albüm tanıtımızda 'aşk şarkılarının prensi' deniyor sizin için. Bu kendi kendinize yakıştırdığınız bir sıfat mı?
Yok canım o kadar salak değilim... Bana çok komik gelen şeyler bunlar. 'Tanrım'ı okudum, 'Çiçeğim'i okudum.. Bunlar klasikleşip benimle bütünleşince öyle oldu. Bir de Yıldız Tilbe 'Aşksız Prens' diye bir şarkı yapınca kaldı bende bu. Ama başka sebepleri var. Eğer megalomanca olmazsa söyleyebilirim; çok iyi bir sesim var benim. Artı, iyi bir yüreğim var. İkisi birleşip düğüm olunca, öyle geliyor kulağa. Bunu ben de hissediyorum, canlı söylerken aldığım tepkilerden. Tamamen sebebi budur. Yok hiperstar, ultrastar falan diyorlar ya... Ancak teşekkür etmek kalır bana. Zaten böyle bir yakıştırma almadan bizim memlekette kimse ayakta kalamıyor. Sonra sıradan ve geçici oluyorsun bir yere de varamıyorsun.
Saçım imaj değil bir anlamı da yok
* Yaklaşık 4 yıl ara verdikten sonra mutlaka iyi şarkılarla dönmek durumundaydınız. Buna ek olarak görsel olarak da dikkat çekmek gerektiğini mi düşündünüz de, saçlarınıza bu ilginç kesimi yaptırdınız?
Belki saçımı böyle yapıyorum, abuk subuk giyiniyorum gibi gelebilir insanlara. Bence öyle değil, ben seviyorum.
* Bu bir imaj değil mi yani?
Yok imaj değil. Benim ruhum böyle. Mesela hiç unutmam; 14 yaşımdaydım, Benetton kıpkırmızı bir mont çıkarmıştı. Parlıyor saten gibi! Hani şimdi kliplerde zenciler giyiyor ya... Babamın durumu kötü değildi ama bize marka giysiler alacak kadar da iyi değildi. Yalvar yakar aldım. Çok dikkat çekmişti. Çünkü erkekler öyle renkler giymiyordu bundan 14 sene önce. Ben böyle olmasını seviyorum. Bu saç olayı da öyle. Ben bunu yıllar önce yabancı bir dergide görmüştüm. Dergiyi sakladım. Göstermedim de kimseye; çünkü biliyorum yapıverirler! Sonra bir kuaför arkadaşıma gösterdim. Bu tip şeyleri zenciler beceriyor. Burada pek beceremiyorlar düz hatlı şeyleri. Buldum ama sonunda. Saçımı yapan çocuk resmen kafamda ustura ile işleme yaptı. İlk yaptığında 4 saat sürdü. Mercan Dede'nin saçlarını da o yapmış. Taksim'de dükkanı olan Birol diye bir arkadaş. Resmi koydum önüne bir şablon çıkardı...
* Saçınızdaki bu motifin anlamını herkes merak ediyordu, meğer hiçbir anlamı yokmuş...
Evet. Ne rüyamda gördüm, ne bir anlamı var... Sadece bir dergiden kestim! Aklımda kalmıştı bu saç benim. 'Ben bunu taşırım' dedim ve yaptırdım. Ama uzun bir süre böyle gitmeyecek. Çünkü sakal gibi... 5-6 günde bir kestirmek, aynı motifi yaptırmak gerekiyor. En fazla 2 ay daha gider. Sonra yeni bir şey bulurum yine.
/Sezen Başaran, Sabah