RUŞEN ÇAKIR'DAN İLGİNÇ AK PARTİ TESPİTİ: 'BİR KISIM MEDYA' NEREDE?
Yaklaşık yirmi yıldır İslami hareket, dolayısıyla Milli Görüş üzerine araştırma yapıyorum. Sadece RP, FP ve SP'yi değil, AKP'yi de kurulduğu ilk günden itibaren izlemeye çalışıyorum. AKP lideri ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yerel seçimlerle ilgili mitinglerinden şimdiye kadar yedisine katıldım.
Kuşkusuz zamanla, 28 Şubat'tan sonra, özellikle de tek başına iktidarla birlikte çok şey değişti. Geçmişe kıyasla en önemli değişikliklerden birinin, Erdoğan ve AKP'lilerin ''bir kısım medya'' söylemini tam olarak terk etmeleri olduğunu söyleyebilirim.
Artık ne Erdoğan, şu ya da bu sorunun, krizin sorumlusu olarak ''bir kısım medya'' yı gösteriyor, ne de partililer biz gazetecilere birer düşmanmış gibi bakıyor.
Bir zamanlar kasetler vardı
Halbuki AKP kurulduğu andan itibaren büyük medya kuruluşlarının hışmına uğramıştı. Bazı yayın organları kendisine ''Tayyip'' ya da ''Tayyip Efendi'' diye hitap ediyor, kimi yazarlar amblemdeki ''ampul'' le dalga geçiyordu.
AKP 14 Ağustos 2001 günü kuruldu, 20 Ağustos'ta Kanal D Erdoğan'ın, dokuz yıl önce, RP İstanbul İl Başkanıyken Ümraniye İlçe Örgütü binasının açılışında yaptığı konuşmayı yayınladı. Burada ki ''Tutturmuşlar laiklik elden gidiyor... Yahu bu millet istedikten sonra, tabii elden gidecek yahu!'', ''Hem laik, hem Müslüman olunmaz. Ya Müslüman olacaksın, ya laik. İkisi bir arada, ters mıknatıslanma yapar'', ''Hâlâ terörü Cudi dağlarında arıyorlar. Terör Meclis'te yahu! Orada işi halledin'' gibi sözleri yankı uyandırdı.
Üç gün sonra İstanbul Kalyon Oteli'nde öfkeli bir basın toplantısı yapan Erdoğan da ''Bu tip taciz atışlarını bekliyorduk ama itiraf etmeliyim ki, bu kadar aceleci davranılması bizim için de süpriz oldu'' demişti.
Oligarşi suçlaması
''Değişimden kastedilen, bir takım oligarşik güç odaklarının taleplerine uygun hale gelmekse, böyle bir değişim bizim yanımıza kesinlikle uğramayacak'' diyen Erdoğan, hiç kuşkusuz bazı medya patronlarını da ''oligarşik güç odakları'' arasında görüyordu. Bu toplantıda biz gazeteciler, AKP liderinin öfkesinden, sayıca bizden daha kalabalık olan partililerin taciz ve tehditlerinden epey nasiplenmiştik.
Yaklaşık bir yıl sonra, AKP liderinin Güneydoğu'daki bazı mitinglerini izlemiş ve kendisiyle kısa sohbetimizde, ''Nasıl gidiyor?'' diye sormuş, ''Halktaki coşkuyu görüyorsun ama bazıları ve özellikle medya bize zorluk çıkarmaya devam ediyor'' cevabını almıştım.
Ata'daki gazeteciler
Erdoğan ne zamandır bu türden zorluklardan söz etmiyor. Çünkü büyük medyanın AKP ve Erdoğan'a bakışı 3 Kasım 2002 genel seçimleri öncesi yumuşamaya başladı ve seçimden sonra iyice normalleşti. Örneğin kendisini sık sık Kanal D canlı yayınlarının özel konuğu olarak görmek mümkün. Hatta, düne kadar mahkemelik olduğu bazı yazarların da bulunduğu kimi medya şahsiyetlerini, seyahat ettiği ATA uçağı veya polis helikopterlerine alarak mitinglere de götürüyor.
AKP-medya ilişkileri o kadar değişti ki, artık başta CHP ve ''ulusalcı'' kesimler olmak üzere her türden AKP karşıtları, ''bir kısım medya'' yı, hükümeti kayıtsız şartsız desteklemekle suçluyor.
(VATAN)
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:50