KAYNAK : Haber Kaynağı
OTELDEKİ BULUŞMADA BUCAK'IN ÜZERİNDE İKİ TEYP ÇALIŞIYORDU
Bazı olaylar çabuk unutuluyor. En çok satanlar arasında yer alan 'Devletin Derinliklerinde' adlı kitabımda kamuoyunun bilmediği bir olayı ayrıntılı olarak açıklıyorum.
PKK eylemlerinin yoğunlaştığı 1992 sonbaharında HEP milletvekilleri Leyla Zana, Zübeyir Aydar ve Ali Yiğit, Bucak Aşireti lideri DYP Milletvekili Sedat Bucak'ı Meclis Lokantası'na davet etti. Yemeğe HEP Genel Sekreteri Ahmet Karataş da katıldı.
Sedat Bucak'tan, Hilvan ve Siverek'te devlet aleyhtarı faaliyetlere müdahale etmemesi istendi. Zana, Bucak'a 'Karar vermeden önce Başkan'la konuş' dedi. Milletvekilinin 'başkan' dediği kişi Abdullah Öcalan'dı. Bucak, teklifi hemen orada reddetti ve Öcalan ile de görüşmeyeceğini söyledi.
Aynı gün Sedat Bucak, Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Abdurrahman Toygar'ı makamında ziyaret etti. Olup bitenleri anlattı. Toygar, durumu DGM Savcısı Talat Şalk'a anlattı. Bucak'a, yeni buluşma sırasında üzerinde bulunması için iki teyp verdi. Buluşma video kameraya da alınacaktı.
Leyla Zana, Bucak'la yine görüşmek istedi. 'Başkanın elçisi' gelmişti. Bucak, Dedeman Oteli'nde randevu verdi. Hemen ardından Toygar'ı aradı. Randevu saatini bildirdi. Toygar, Savcı Talat Şalk'ın söylediklerini hatırlattı:
- Aman sayın Bucak, konuşma sırasında Abdullah Öcalan'ın adı mutlaka geçsin.
O gün 10 Nisan 'Polis Bayramı'ydı. Emniyet'in üst düzey yetkilileri törenlere gitmişti. Abdurrahman Toygar ile bazı arkadaşları ise Dedeman Oteli'nde işadamı gibi oturuyorlar. Zana ile Öcalan'ın emriyle görüşmeye gelen Abdülcabbar Gezici, otele adım attıktan sonra gizli kameraya alınmaya başlandılar. Sedat Bucak'ın üzerine de teypler yerleştirilmişti.
Konuşma sırasında Zana ve Gezici, 'Başkanımız' deyince, Bucak anlamazlıktan geliyor ve konuşma şöyle devam ediyordu:
Zana: Bir hemşehrinle görüş, daha iyi olur.
Bucak: Benim hemşehrim kim?
Zana: Genel Sekreterim Abdullah Öcalan, senin hemşehrin. Telefon numarasını verelim Abdullah Öcalan'la görüş. PKK'nın Hilvan ve Siverek'e girip girmemesi konusunda daha rahat anlaşırsınız.
Bucak: Görüşmem. Sizi buraya kim gönderdi?
Gezici: Ben Kürdistan halkının isteği doğrultusunda geldim.
Bucak: Bu cevap yeterli değil.
Gezici: Sayın Genel Sekreter Abdullah Öcalan beni buraya gönderdi.
Bucak: Siverek ve Hilvan'a girmeyin.
Gezici: Biz Siverek ve Hilvan'da size zarar vermeyeceğiz. Askere, polise, kamu kurumlarına yönelik, yani devletle mücadelemiz var. Devlete eylem yapacağız.
Bucak: Hilvan ve Siverek'te sıkılacak bir tek kurşunu dahi Bucak ailesine sıkılmış sayarız. Müsaade edemeyiz.
Gezici: Senin bu teklifin çok anlamsız. Biz Kürdistan'da her karış toprağa girmek zorundayız, gireceğiz.
Bu sözler üzerine Bucak masadan ayağa kalkıyor. Leyla Zana Bucak'ı, 'Çok çabuk sinirleniyorsun. Bunu konuşarak çözeriz, anlaşalım. Eğer sen Abdullah Öcalan'la görüşürsen daha iyi olur. Ama ben aramam dersen, senin verdiğin telefon ve saate göre Abdullah Öcalan seni arar' diyordu.
Bucak: Abdullah Öcalan'ın da aramasını istemiyorum.
Gezici: Konuşalım.
Bucak: Kiminle?
Gezici: Ben nasıl sizinle konuşuyorsam, arkadaşlar da gelip sizin oradakilerle konuşabilirler.
Bucak: Siverek'e girmeyin. Güneydoğu'yu alırsanız, biz de malımızı mülkümüzü her şeyimizi bırakır, bizimle gelen insanlarla kamyonlara biner gideriz.
Gezici: Bırakmayız sizi, kapıları kapar dışarıya kimseyi bırakmayız.
Bucak: Tamam o zaman bırakın Siverek'i. Girmeyin Siverek'e.
Gezici: Devleti oradan çıkarın biz de girmeyelim.
Bucak: Devleti nasıl çıkaralım? Yani, devlet gelse bize dese ki, hadi eşyalarınızı yükleyin buradan defolun gidin. Bir aile ne yapabilir? Devletin bize böyle bir şey yapacağını sanmıyorum.
Gezici: Yapıyor, bunu her zaman yapıyor.
Bucak: Ne zaman bize yaptı ki? Şimdi bunları genel sekreterinize aktarın. Girmeyin Siverek'e.
Gezici: Siverek olmayınca olmuyor.
Bucak: Bence olur. Ya girmeyin, ya da ne zaman alırsanız biz bırakır gideriz.
Sedat Bucak'ın en çok güvendiği isimlerin başında gelen Korkut Eken, bu gelişmeleri yakından biliyordu. Eken, o günlerle ilgili olarak şunları söylüyordu:
'Aşirete silah dağıtmamız ve korucuları eğitmemizden sonra, PKK'ya karşı etkili bir mücadele başladı. Ben aylarca evime gitmeden Siverek'te kaldım. PKK oradan tamamen sökülüp atıldı. Bucak, devletin yanında yer alarak büyük mücadeleler vermiş bir insandır. Aşireti silahlandırılmıştır. Ben yanlış hatırlamıyorsam, 4-5 bine yakın da silah dağıtmıştık. Sedat Bucak'ın otomobilinde Emniyet'e ait silah çıktığı söyleniyor ama, bu aşirete binlerce silah dağıttığımız görmezlikten geliniyor.'
Cezaevinde kahve
Leyla Zana ile Korkut Eken bir dönem aynı cezaevindeydi. Zana, Eken'e haber gönderdi:
- Gelip bir kahvemizi içsin.
Eken, Zana ve arkadaşlarının bu davetini kabul etti. Ancak cezaevi yönetimi böyle bir buluşmaya izin vermedi. Buluşsalar ne konuşurlardı bilmiyorum. Bildiğim, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) giden Leyla Zana ve arkadaşlarının yeniden yargılanacağı. Öcalan'ın da yargılanması gündemde.
'İdam etseler bile ülkemi AİHM'e şikayet etmem' diyen Korkut Eken'in davasına, Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in 'yeniden yargılanması'nı uygun bulması durumunda yeniden bakılabilecek. AİHM'e gitmemek suç mu?
Bayramınızı kutluyor, iyilikler diliyorum.
(Saygı Öztürk/ Star)
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:19