Devlet eski bakanı Dr. Yılmaz Karakoyunlu''nun kaleme aldığı ''''Yorgun Mayıs Kısrakları'''' adlı anı romanı büyük yankı uyandıracağa benziyor.
Çünkü gerçek olaylardan yola çıkılarak hazırlanan roman Cumhuriyet''in kuruluş yıllarından 1960''a kadar uzanan bir döneme, özellikle de Başbakan Adnan Menderes-Ayhan Aydan aşkına ışık tutuyor.
Kitabın önsözünde Karakoyunlu şöyle diyor: ''''Bu kitap, içinde adı geçen hiç kimsenin özgeçmişi değildir; sadece bir romandır. Bu romanın yazılmasında hatıralarını benimle paylaşan sayın Ayhan Aydan, Aydın Menderes, Münevver Menderes, Dr. Adnan Menderes ile sevgili dostum Celal Erdenir''e teşekkür ederim.''''
Bir başbakan düşünün, evli; ancak bir başka kadına ilk görüşte aşık oluyor. Aşık olduğu kadın da evli! Ve Ankara''da siyaset rüzgarının en sert estiği günlerde yasak bir aşk alev alıyor. Böyle bir aşkı hiç kimseye, muhalefete, hele hele basına hissettirmeden yaşamanın imkanı var mı? Ya Başbakan Menderes''in siyasi rakibi, Milli Şef''in (İnönü) önüne bu aşkın belgesi olan bir fotoğraf konduğunda ne dedi, Milli Şefin tepkisi ne oldu? Bütün unvanlar bir tarafa, bir erkek aşık olduğu kadının kocasını karşısına alıp neler söyleyebilir, Menderes neler söyledi?
Karakoyunlu, Türk siyasi tarihinin gel gitlerlerle dolu günlerinde yaşanan bu yasak aşkı ve bilinmeyenlerini bizzat Ayhan Aydan''dan dinleyip kaleme aldığını belirtiyor...
Menderes sopranoya ilk görüşte çarpıldı
Peki bu aşkın ilk satırları ne zaman yazılmaya başlandı?
Tarih 14 Mayıs 1950. Demokrat Parti''nin iktidara geldiği henüz 7 ay olmuştu ve Başbakan Menderes Ziraat Bankası Genel Müdürü Mithat Dülge''nin evinde verdiği bir davete katılmıştı. Ve opera sanatçısı Ayhan Aydan''ı ilk o davette görmüş ve görür görmez çarpılmıştı:
''''Gece mavisi bir kadına ancak bu kadar yakışabilirdi. Adnan Bey bu genç kadını kalabalığın içinde hemen fark etmiş ve bir süre gözlerini kırpmadan seyretmişti. Sonra yanında duran Rıfat Kadızade''ye dönüp,
- Rıfat! Kim bu genç kadın?
Kadızade hemen cevapladı:
- Mithat Bey''in yeğeni. İsterseniz çağırayım, yakınımdır...
Adnan Bey genç kadına doğru yürüdü. Arkasından adeta bir ordu geliyordu. Rıfat Kadızade''ye yavaşça fısıldadı:
- Dağıt bunları...
(...)
Genç sopranoya yaklaştı, teklifsiz bir emniyet içinde elini tuttu.
- Demek Mithat bey''in yeğenisiniz...
-Ben Ayhan Aydan''ım efendim! Hasan Ferit Bey''in eşiyim.
Sonra hiç telaşa kapılmadan ekledi:
- Müsaade ederseniz, eşimi taktim etmek isterim.
Adnan Bey teklifi umursamadı.
- Bir gün kendisiyle mutlaka ve etraflı bir görüşme yapacağım. Benim için önemli olan sizsiniz.
Genç kadının koluna girdi. Dışarıdaki soğuğa aldırmadan onu bahçeye çıkardı.
- Bende bıraktığınız tesirin değerini anlatmak isterim. Zannederim heyecanınız biraz sizi yoruyor.
- Sanırım asıl heyecan sizde efendim... Üzüldüm! Ben de sizin bıraktığınız tesiri fark etmenizi çok isterdim. Lütfen ilk günden beni yanıltmayınız.
Ayhan Hanım üşüdüğünü söyleyerek içeri girmek istedi. Salona girişte biraz ileride bekleyen kocasına seslendi: ''Ferit Bey lütfen elimi tutunuz.''
Adnan Bey ise özel kalem müdürü Muzaffer Bey''in kulağına fısıldadı. ''''Adresi ve telefonu temin et. ''''Adnan Bey kolay vazgeçen bir mizaca sahip değildi.
Ayhan Hanım''ın eşi başbakanlıkta
Ayhan Hanım eşinden boşanmak istiyordu. Adnan Bey de aynı fikirdeydi. Ve Adnan Menderes, ''''Ferit Bey''le bizzat görüşeceğim'''' diyordu. Görüştü de...
Adnan Menderes, Ferit Bey''i kapıda karşılamış, oturuncaya kadar da ayakta beklemişti. Söze Ferit Bey başlamıştı:
''''Bahsedeceğiniz meseleye birkaç gün önce vakıf oldum. Bir tesadüf bende bu sarsıntıyı yarattı. Doğrusu bu ilişkiyi daha duygu safhasındayken bilmek isterdim.
Adnan Bey''in ikram ettiği sigarayı aldı ama yakmadı. Kül tablasının yanına koydu.
-Bu ilişkiyi sadece sizin cesaretinizin sağlamış olmasını mümkün görmüyorum. Ayhan''ın kolayca farkına varılmayan bir apaş yanı vardır. Münasebetlerinizin çok ilerlediğini ve hatta ev halkının desteğini bile aldığınızı öğrendim. Evliliğin nihayete erdirilmesi için avukatıma talimat verdim. En kısa sürede bu karar alınacaktır. Bu arada sizin de ziyaretlerinizi seyrekleştirmeniz hepimizin haysiyeti açısından takdire şayan davranış olur.
Adnan Bey ne diyeceğini şaşırmıştı. İnisiyatifi Ferit Bey ele almış ve görüşmeyi istediği gibi sonuçlandırmıştı. Adnan Bey bu görüşmeyle ilgili olarak arkadaşı Ethem Bey''e, ''''Beni hiç yormadı. Hiçbir ricama hacet kalmadan istediklerimin hepsini verdi. Ama beni görüşmekten men etti'''' demişti.
Hiçbir kadının varlığında beni mesut edecek saadet hissi yoktur
Yer Başbakanlık.
Adnan Bey, Ayhan Hanım''ı arar.
- Merhaba! Ben Adnan... Başvekil.
- Nasılsınız efendim?
- Bu akşam sizi görmek istiyorum. Bıraktığınız tesiri daha fazla hafızamda taşıyamam...
- Operadan misafirlerimiz var... Aradığınız için teşekkür ederiz... Ferit Bey de hürmetlerini yeniliyor...
Adnan Bey reddedilmeye alışık değildi.
- O halde yarın geceki misafiriniz ben oluyorum. Ve orada sadece sizi görmek istiyorum.
Ertesi gün Adnan Bey, 25 yaşındaki Ayhan Aydan''ın evindeydi. Evde Ayhan Hanım''ın annesi ve büyükannesi de vardı. Adnan Bey ziyaret öncesi küçük bir kurnazlık yapmış, Ayhan Hanım''ın eşi Ferit Bey''in eve gelmesine imkan vermeyecek bir toplantı emrivakisi yaratmış ve durumu önceden ayarlamıştı.
O gece, ''misafirperverliğinize teşekkür ederim'' deyip ayrılan Adnan Bey, bundan sonra hemen her gece Ayhan Hanım''ı ziyaret etmeye geliyordu. Ev halkı bu ziyaretlerden şikayetçi değildi çünkü Ayhan Hanım''la Ferit Bey''in evliliği pek de başarılı gitmiyordu.
Ayhan Hanım''la Başbakan Menderes arasında başlayan aşk kısa sürede tutkulu bir hale dönüşmüştü:
''''Hiçbir kadının varlığında beni mesut edecek saadet hissi yoktur sanıyordum. Beni hem şaşırttın, hem iliklerime kadar doyurdun... Tatar''ım! Seninle bahtiyarım.
Zaman Zaman iki sevgili mektuplaşıyordu. İşte Ayhan Hanım''ın Adnan Menderes''e gönderdiği bir mektup
''''Efendim!
Sizinle öyle bölünüyorum ki, bir bedenden bir bedene göç eden sevgililer gibiyim. Yüreğimin her hücresinde ilhamını sizden almış heyecan ve teselliler var. Her biri talihli bir cenin gibi büyüyor içimde. Sizden binlerce sevgili yarattığım bir cennetteyim. Endişeler cehennem gibi bedenimi sarıyor. Buz taşlarından yapılmış madalyon gibi eriyorum. Birden hayaliniz geliyor gözlerimin önüne... Vaat ettiğiniz vuslatın ihtişamıyla dolduruyorum boşlukları. Ne çare ki yoksunuz...
Sevgiyle..
Efendim...
Sizin için Ayhan
Menderes''in cevabı
Ayhan,
Mektubunda küçük fakat derinlikli bir sitem oku var... Bu sitem, öyle kaşlardaki gergin bakışın mızraklarını değil, dudaklardaki tebessümün çizgilerini germiş. Gözlerim hâlâ açık, uyumam imkansız; çünkü seni özlemek gözlerimle başlıyor. Offf! Çarşambayı beklemek ne kadar zor...
Sevgiyle Adnan
(VATAN)
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 11:19