
VEKİL ANILARI GÜLDÜRÜYOR
Milletvekili anıları kitapta toplandı. “Vekilim benim bostana inekler girdi ne yapayım?” sorusundan, ‘kontör peşindeki’ seçmene kadar, bir dolu anı...
Tiyatrocu, oyuncu ve radyocu Barbaros Uzunöner, “Güldüren Milletvekili Anıları-Vekilim Beni Tanıdız mı?” adlı kitap bakanlar ve çok sayıda milletvekilinin seçmen anılarıyla derlendi. Anılar, siyasetin komik yüzünü de ortaya sererken, kimi anılar, “Bu kadar da olmaz” denecek cinsten.İşte kitaptaki bazı anılar:
KİM KURTARACAK?
Gece yarısında Hacı Biner’i arayan vatandaş, “Vekilim geç saatte rahatsız ettim, kusura bakma. Benim birader karısını dövünce yengem dördüncü kattan atladı. Biraderi emniyete götürdüler de, onu kurtar diyecektim” der. Hacı Biner de, “E, hanımı kim kurtaracak?” cevabını verir. (Hacı Biner- AK Parti Van Milletvekili)
BOSTANA İNEK KAÇTI
Engin Altay sabah saat 08.30ída kendini arayan bir çiftçinin, “Vekilim benim bostana inekler girdi ne yapayım?” demesi üzerine, “Ben gelip çıkarayım” diye cevap veriyor. Köylünün cevabı ise daha ilginç: “Sen benimle dalga mı geçiyorsun? (Engin Altay -CHP Sinop milletvekili)
UNUTULMAZ YEMEK
Bayram Özçelik, kendini ziyarete gelen ve yemek ısmarladığı 185 kişilik seçmenin, “Bu yemeği ömrümüzün sonuna kadar unutmayacağız” sözlerine cevabı, yemek faturasının ağırlığından olsa gerek şöyle olmuş: “Ben de unutmayacağım!” (Bayram Özçelik -AK Parti Burdur-Ak Parti Milletvekili)
BOLU’DAN ZİYARET
Bolu’dan Ankara’ya ilginç istek gelmez. Ankara yakın olduğu için öğrenciler yemeğe gelirler. Mesela bugün 200 öğrenci geldi! (Mehmet Güner- AK Parti Bolu Milletvekili)
VEKİLİ KANDIRMIŞ
Gece yarısı TBMM Genel Kurulu’nda bir yasa oylanıyor. AK Parti yasanın çıkması, CHP de, çıkmaması yönünde direniyor. Gecenin geç saatlerinde oy devam ederken, AK Partililer salona girerken el kaldırıyor. Ben de, “Ne için oylama, biliyor musunuz? Erken seçim için” dedim. Milletvekilleri birden bire ellerini indiriverdiler. Daha sonra Grup arkadaşlarını görünce yeniden ellerini kaldırdılar. (Yılmaz Kaya- CHP İzmir Milletvekili)
KONTÖR VEKİLDEN
Vekilin telefonu çalar, ödemeli bir telefon gelir. Öğüt kabul eder. Karşıdaki ses, “Ben Ömerin oğlu çoban. Dağdan arıyorum. Telefonu yeni aldım da çalışıyor mu, çalışmıyor mu diye telefonu denemek için aradım” der. Ensar Öğüt de, bundan sonra, “Kontör vekilden” kampanyası çerçevesinde sık sık kontör gönderir çobana. (Ensar Öğüt- CHP Ardahan Milletvekili)
SIKACAK NEREDE?
Reyhan Balandı, seçildikten sonra harıl harıl milletvekili yemin törenine hazırlanıyor. Yemini ezberliyor. Heyecanla kürsüye çıkıp canlı yayında okuyor. Hemen ardından annesi arıyor Balandı’yı. Annesinin yemin töreni ile ilgili konuşacağını düşünen Balandı şu soruyla karşılaşıyor: “Kızım tamam da, limon sıkacağı nerede?” (Reyhan Balandı - Anavatan Afyon Milletvekili)
SEÇİM OLSA TANIRDIN
Milletvekiline gece 02.30’da bir telefon geliyor: “Beni tanıdınız mı?” “Hayır Tanıyamadım!” “Seçim zamanı olsa tanırdın ama...” (Osman Seyfi- AK Parti Nevşehir Milletvekili)
TV İZLİYORUM DA
Gece saat 02.45’te Anık’ın cebi çalar: Şu anda Meclis TV’den sizi izliyorum. “Eee?” “Hiiiiç, izliyorum işte!”Abdurrahman Anık - AK Parti Bingöl Milletvekili)
Politikada mizahi yolculuk
Barbaros Uzunöner, kitabında şöyle diyor: ‘Vekilim beni tanıdınız mı? ‘ sorusu vekillerin en sık karşılaştığı sorudur. Günde ortalama yüz elli telefon alan vekilleri ilk arayan da, sık sık arayan da bu soruyu muhakkak sorar. Kimisi ‘Vallahi kusura bakmayın, telefonla çok sık konuşmaktan kulaklar hassasiyetini yitirdi. Hanım aradığında onu bile tanıyamıyorum.’ der. kimisi de tanımış gibi yaparak konuşmayı sürdürür... Eğer vekil tanımadığını söylerse vatandaş alınır ve ‘Nasıl tanımazsınız, ben seçim zamanı size kahvede soru sormuştum’ gibi kendini tanıtıcı mühim bilgiler verir. ‘Asık suratlı’ olarak bilinen politikacılarla çıkılan mizahi bir yolculuktur bu kitap.
Pamuk değil izocam çıktı
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik anlatıyor: Mahallemizde bir Gülnaz ablamız vardı. 18 yıla 9 çocuk sığdırmış. Çocuklarının da çoğu normal değildi. Bir gün mahallenin dert anası olan anneme geliyor. “Teyze benim çocuklar akşam yatağa girince deliriyorlar. Buna bir çare bulunabilir mi?” diyor. Annem “yatakta haşere mi var” diye düşünüyor. Gülnaz abla, “Oğlum İsmail, Devlet Demiryolları’nda vagonlardan düşen sarı pamukları toplamış getirmişti. Ben de onlardan yatak yaptım”der demez annem meseleyi anlıyor. Gidip açıyor ki, yatağa pamuk diye konan şey izocam.
(bugün)
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 09:53