KAYNAK : Haber Vitrini
Milliyet Gazetesi yazarı Taha Akyol bugünkü yazısında dün Meclis’in yeniden tatile girerek 3 Kasım’da erken seçim sandığını halkın önüne getirmesini, “şimdilik geçmiş olsun” sözleri ile yorumladı. Taha Akyol ayrıca “kaderimiz oylama tekniğine bağlıymış” diyerek elektronik oylama yapılsaydı belki de tersi bir sonuç çıkacağını açıkladı.
İşte Taha Akyol’un yazısı:
Şimdilik geçmiş olsun!
TBMM eski başkanlarından Necmeddin Karaduman telefonda... 1987’deki küskünler hareketini nasıl önlediğini anlatıyor:
- Kamuda her yetki kamu yararı için kullanılır. Hakkın kötüye kullanılması koruma görmez. Ben bu evrensel prensiplerden hareket ederek, seçimleri engellemek için olağanüstü toplantı isteyen milletvekillerinin dilekçesini işleme koymamıştım...
Karuduman, o hareketiyle, "gelecekteki bir küskünler hareketine karşı teamül oluşturmak istediğini" de söyledi.
Öyle bir teamül oluşmadı... Bu defa da küskünler seçimleri engelleme hareketini Meclis’in 1 Ekim’deki olağan açılış toplantısına denk getirdiler.
Bir yolunu buluyorlar...
Özal, 1987’de seçimlere giderken "küskünler"i KİT üyeliklerine atamış, onlar da maaş bordrolarını görünce susmuşlardı!
Parti disiplini kalmayınca neler olabileceğinin bir örneğiydi bu...
*** PARTİLER oligarşileşip kitlelerden koptukça ve bu yüzden küçüldükçe küskünler zamanla arttı. İşte küskün solcular var, sağcılar var, İslamcılar var, milliyetçiler var...
Partilerinin milletvekillerini taşıma gücüne ve disiplinine göre sayıları değişse de, her ideolojiden küskünler var! Partilerin tutumları da seçim umutlarına göre değişiyor!
Demek ki, "yok birbirimizden farkımız!"
Bu parçalanmış sistem sürdükçe Meclis’e sağcı göndermek, solcu göndermek, İslamcı ya da milliyetçi göndermek çok fazla fark etmeyecek! Bunu iyi görmeliyiz!
İşte seçim endişesine aldırmadan davranan bir kesim dışında, partilerin ve milletvekillerinin genel tavrı, yeniden seçilip seçilmemeye göre oluşmuştur.
‘Gerekçe bulmak’ kolaydı tabii:
"Ülke tehlikede! Irak savaşı, Kıbrıs, AB, ekonomi! Seçimi bırakıp hizmete bakalım!
Ülke tehlikede... Irak savaşı, Kıbrıs, AB, ekonomi... Bir an önce seçime gidip belirsizliğe son verelim..."
*** MECLİS dün tatile girdi, seçim yolu açıldı. Elektronik oylama yapılsaydı belki tersi sonuç çıkacaktı! Kaderimiz "oylama tekniği"ne bağlıymış!
Seçimleri ertelettirmek isteyenler şimdi de "olağanüstü toplantı" yoluna giderler mi? Meclis Başkanı Ömer İzgi "olağanüstü toplantı talebinde bulunmamanızı dilerim" derken, dolaylı olarak "Karaduman modeli"ni hatırlattı.
Olağanüstü toplantı talebi olursa, İzgi "bu hakkın suiistimalidir" diyerek işleme koymayabilir.
Ohhh... Ferahladık!.. mı acaba???
Bu parçalanmış sistem böyle devam ettiği sürece, "yönetemeyen demokrasi"nin bütün zaaflarını yaşamaya devam edeceğiz: Bazen istikrarsız koalisyonlarla, bazen hükümet içi uzlaşma uğruna "politikasız" hükümetlerle, bazen böyle küskünlerle... Türkiye yıllar kaybedecek!
Şimdi seçime gidiyoruz, hayırlı olsun.
Sandıktan ne çıkacağı ayrı bir mesele; belki hemen bir seçim daha gerekebilir!
Türkiye "güçlü hükümet" çıkaracak bir sisteme, bana göre Yarı Başkanlık sistemine geçmedikçe, veya sandıkta sağı sağda, solu solda toparlamadıkça "yönetemeyen demokrasi"nin faturalarını ödemeye devam ederiz.
(Milliyet/ Taha AKYOL)
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:16