Gündem
  • 3.4.2004 11:22

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK, İŞARETİ VERDİ: CHP, İÇ KAVGALAR SÜRECİNE GİRECEK!

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK/ STAR Seçimin söyledikleri Seçim sonuçları ne diyor? Önce iktidar partisi için dediğine bakalım: AKP, oylarını 7-8 puan yükseltti ve belediye başkanlıklarının büyük çoğunluğunu aldı. Ekranlara karargáh kurmuş (veya kurdurulmuş) bazı iktidar meddahı kamuoyu yoklamacılarının propaganda ettiği ve AKP’nin de fazla belli etmeden beklediği yüzde elliler falan çıkmamakla birlikte, başarı küçümsenemez. Bu başarı, AKP icraatının hakkı falan asla değildir. Tam aksine, AKP, Türkiye’yi özellikle dış politikada máruz bıraktığı ve bırakmaya devam ettiği ağır kayıplar yüzünden siyasal anlamda ‘cezalandırılmalı’, yani uyarılmalıydı. Ama ne yazık ki, AKP’den her istediğini alan dış müttefikleri (Hıristiyan Batı) onun böyle bir uyarıya máruz bırakılmasına izin vermezdi. Vermedi. Hıristiyan kurmaylar, güdümlerindeki ‘Mütareke Basını’ aracılığı ile AKP’yi ülkeye lokman hekim reçetesi gibi dayattı ve istedikleri sonucu aldılar. 1 Mart 2003 felaket tezkeresini TBMM’den geçirmeye çalışan bir iktidarın oylarını 7-8 puan artırmasının, o tezkerenin Meclis’ten geçmesine engel olan muhalefet partisinin ise seçimden mağlup çıkmasının başka bir açıklaması var mı? Bana göre, Türkiye bir kez daha kaybetmiştir. Çünkü hemen tüm illerin belediye yönetimlerini de eline alan AKP, istediği Yerel Yönetimler Yasasını da çıkarırsa mutlak ve muhakkak bir güç ile Türkiye’de neredeyse ‘tek irade’ haline gelecektir. En azından bunu deneyecektir. Özdemir İnce, dünkü Hürriyet’te bu durumu şöyle değerlendiriyor: ‘İsteyen buna demokrasi desin, benim için bu talankrasi. Şişedeki şeytan yakında dışarı çıkacak...’ Gelelim CHP’ye: CHP’nin hizipçi ve ekipçi yönetimi ile halkı kucaklamaktan uzak politikaları, AKP’nin dış politikadaki perişanlık ve içerideki takıyyeciliğine rağmen halkı yanına çekememiştir. Çünkü CHP yönetimi halkla kan uyuşmazlığı sergiliyor. Ben, DYP veya MHP’nin yüzde on beş civarında oy alarak siyasal hayatımızda yeniden etkin hale gelmelerini bekliyordum. Ne yazık ki olmadı. Seçimden başarıyla çıkmalarına rağmen, aldıkları oy benim dikkat çektiğim anlamı ifade etmede yetersiz kalıyor. CHP, bu saatten itibaren uzun bir iç kavgalar sürecine girecektir. Bu demektir ki, Türk siyasal hayatında ‘tamamen yeni bir oluşum’, kaçınılmazlığını koruyor. Kendisini ‘Atatürk’ün partisi’ olarak öne çıkaran CHP, bu yönetim ve bu genel başkanla şu andaki mevkiinin bir adım ötesine geçemez. (Atatürk’ün partisi olma savı doğru ise, Atatürk, kendisine sataşmayı siyasal kariyer haline getirenlere bu seçimde de yenilmiş demektir. Böyle bir facia olabilir mi? Bu nokta üzerinde ileride ayrıntılı biçimde duracağız.) Kurultay münasebetiyle bana attıkları kazık üzerine yazdığım yazıda, CHP’nin başını tutan ekibe aynen şöyle demiştim: ‘Bu haliniz gösteriyor ki, 3 Kasım seçimlerinde aldığınız oy, görebileceğiniz en yüksek oy olacaktır.’ Aynen öyle oldu. CHP’nin bu seçimde yenilgiye uğradığı, erimeye máruz kaldığı kesin. Aksini söylemeye çalışmak ise hezimeti daha da tiraji-komik hale getirmekten başka bir işe yaramıyor. Sahip bulunduğu belediyelerin bile büyük çoğunluğunu kaybeden CHP’nin genel başkanı hálá ‘başarılı’ olduklarını söyleyebiliyor. Her halde bizimle alay ediyor. Yıllardır elinde tuttuğu illeri, o arada kendi seçildiği ili, 175 milletvekiliyle ana muhalefet görevi yaptığı ve Cumhuriyet’in dayanaklarının sürekli kemirildiği bir ortamda, açık farklarla kaybeden bir genel başkan, kitlenin asla bağışlayamayacağı siyasal yanlışlar yapmış demektir. CHP, Türkiye’yi giderek dizlerinin üstüne çökerten dinci-sağcı siyasetlerin karşısında geleceğimizi şekillendirecek bir siyaset odağı olma niteliğini, bence, yitirmiştir. Türkiye, Türk halkının ruh köküyle barışık, insan merkezli ‘yeni bir sosyal demokrat oluşum’a hava ve su kadar muhtaçtır. Bu oluşum, eski sol tüfeklerin eseri olamaz. Onların hepsi girdikleri tüm imtihanları kaybetmiştir. Onlar bu halkı tanımıyor. Dinci ekipler ise halkı Allah ile aldatıyor. Geceler gebedir; yeni bir doğum olacaktır. Dileyelim bu doğum, ABD, AB, IMF ve onların içteki memurlarının kotardığı bir ‘güdümlü oluşum’ getirmesin. Ve dileyelim, bu doğum ortaya, AKP türünden bir ‘güdümlü dinci robot’, YTP türünden bir ‘cenin-i sakıt’ (ölü bebek) çıkarmasın!.. Haram lokma ve Allah ile aldatma suçlarına bulaşmamış Anadolu evlatlarının azimli ama dikkatli, heyecanlı ama sabırlı, atılımcı ama temkinli bir halde hazır olmalarının vaktidir... Yarım ekmeklerinin yarısını Türkiye’nin yarınları için feda etmeyi onur bilecek bir ruhla görev üstlenmeleri kaçınılmaz olacaktır kanısındayım... Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:57

İLGİLİ HABERLER