
AKP'NİN ABD'DEKİ KREDİSİ TÜKENİRKEN...
Geçen hafta Amerikan Türk Konseyi'nin (ATC) yıllık toplantısı için Türkiye'den Washington'a gelenler hayretle karışık bir karamsarlık içinde yansıtıyorlardı izlenimlerini: "İlişkilerin hali sandığımızdan çok daha kötüymüş."
Benzer cümleleri, ATC toplantısını fırsat bilip hem Bush yönetimiyle hem de bağımsız gözlemcilerle yüz yüze görüşen birçok Türk işadamı, bürokrat ve siyasi aktörden işittim. Aslında ortada yepyeni bir durum yok; ABD'lilerin Türk muhataplarına aktardıkları son dönemde biriken sıkıntının bildik satır başları:
Şubatta gerçekleşen Hamas ziyaretine ilişkin sert değerlendirmeler... Kurtlar Vadisi-Irak filmi ve genelde Amerikan karşıtlığı konusunda doğrudan AKP yönetimini hedef alan "liderlik zaafı" eleştirisi... Ankara'nın "stratejik derinlik" arayışı ve popülizmin etkisiyle giderek yüzünü Batı'dan çeviren, çapasını yitirmiş, rotası öngörülemeyen bir başkente dönüşeceği kaygısı...
'Hamas = 1 Mart'
Türkiye'yi iyi tanıyan üst düzey bir ABD yetkilisi bir eski Türk siyasetçisinin kendisini makamında ziyareti sırasında, "Bizim için Hamas ziyareti eşittir 1 Mart tezkeresinin reddi" ifadesini kullandı.
Türk kaynak bu görüşmeden "AKP'ye ve Hamas ziyaretine bakışın tahmininden çok daha kötü olduğu" izlenimiyle ayrıldığını söyledi bize. Önde gelen bir Türk işadamı ABD'lilerle yaptığı bir dizi toplantı ardından, "AKP'nin buradaki kredisinin hızla tükendiğini gördük" değerlendirmesini yaptı.
Washington'daki havanın, ABD'yi iyi takip eden Türkleri bile şaşırtması iki nedenle açıklanabilir:
Birincisi, ABD'liler AKP'ye ilişkin sıkıntılarını çeşitli kesimlere yansıtma ihtiyacını son zamanlarda daha çok hissediyorlar ve ATC toplantısını bunun için fırsat bildiler.
İkincisi, Bush yönetimi birçok konudaki görüşünü Ankara'ya iletse de resmi söylemini ölçülü tuttuğu, AKP hükümeti de olayların perde arkasını yansıtanları sürekli "abartmakla" suçladığı için Türk kamuoyunda bir algı boşluğu oluşuyor.
Resmi ve özel
ABD'nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson 'a sordum: "Resmi ve özel söyleminiz arasındaki fark, Türk halkında ABD'nin görüşleri konusunda algı boşluğu doğuruyor mu?"
Algı eksikliği olup olmadığının takdirini bize bırakan Wilson, bazı konularda hükümete söyleyip basınla paylaşmadıkları görüşler olmasının doğallığını vurgulayıp, "(Hamas ziyareti) onlardan biriyse varsın öyle olsun" dedi.
Esasen bu resmi-özel söylem farkı, son dönemde Bush yönetimi içinde epey tartışıldı; Türk halkında tepki yaratabilecek çıkışlardan kaçınmanın faturasının, AKP hükümetine verilen mesajların istenen etkiyi yapmaması olduğundan yakınan yetkililer var.
Üst düzey bir ABD'li, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül 'ün "Musevi lobilerinin Hamas ziyaretine tepkisi abartılıyor" diyerek Kongre üyesi Tom Lantos 'un Başbakan'a yazdığı sert mektubu önemsiz göstermesini "akıl almaz" bulduklarını söylüyordu geçen hafta. Büyükelçi Wilson 'ın, "Hamas'ın Ankara'da kabul edilmesine derinden içerleyenler" olduğunu söylerken Musevi lobisine özellikle sahip çıkması, Lantos 'un saygınlığını, güvenilirliğini, birçok Kongre üyesi adına konuştuğunu vurgulaması da, bir bakıma Gül 'e verilmiş bir yanıttı.
Asker mesajı
Bush yönetiminin AKP hükümetine giderek daha az güvenmesi ne anlama geliyor? Washington'da birileri, AKP'den kurtulmanın yolunu ABD'de arayan birtakım Türklerin umduğunu yapıp düğmeye mi basacak?
Tabii ki hayır. Bush yönetimi, Türkiye'de halktan destek alabilecek ciddi bir siyasi alternatif belirmedikçe "AKP'ye mahkum" olduğunu biliyor.
Washington, biraz da bu bilinçle, Türkiye dönüşü ayağının tozuyla ATC toplantısına katılan ABD Genelkurmay Başkanı General Peter Pace 'in de vurguladığı gibi, "askerden askere" ilişkileri iyice düzeltip generaller diyaloğunu sıklaştırma çabasında.
Ancak ABD'nin artık her an "savrulmaya yatkın" saydığı siyasi iktidarı belli bir rotada tutma umudunun ötesinde bir hazırlık yaptığı, TSK'yı AKP'ye karşı kışkırttığı anlamına gelmiyor bu.
Gerçi geçen hafta, Türk iş dünyası ile sivil toplumundan önemli isimlerin katıldığı bir toplantıda tam da böyle bir mesaj verildi. ABD'deki yeni muhafazakar ekibin önde gelenlerinden eski bir yetkili, özetle, "AKP Türkiye'yi yanlış yerlere götürüyor. Güvenimiz yok. Ordunun gidişe müdahalesi gerekebilir" diyerek kendisini dinleyen bazı Türkleri epey kızdırdı. Ama yanılmayalım; bu mesaj Bush yönetiminin genel tavrını yansıtmıyor.
Tıpkı Türk yetkililerin ara ara verdiği "Türk-Amerikan ilişkisi mükemmel" türünden demeçlerin gerçeği yansıtmaması gibi. Bu hafta Washington'da zemin yoklayacak olan AKP'li Cüneyd Zapsu ve Şaban Dişli de, eminim bunun gayet iyi farkındalar.
(YASEMİN ÇONGAR - MİLLİYET)
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 09:10