ANKARA KULİSİ
Nepotizm, iktidara gelenlerin akrabalarını, yakınlarını kayırmaları, yakınların da uyanıklık edip durumdan yararlanmaları anlamına geliyor. Ne zaman iktidarda olan birinin yakınlarının tuttukları birden bal oluyor, işte o zaman orada nepotizm olduğuna hükmediliyor.
Bir de nepotizmin tersinden örnekleri var. Bunun en son örneği Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'in ailesinde yaşanıyor.
Şener'in ağabeyi Abdullah Şener, müfettiş kökenli üst düzey bir bürokrat. Bülent Ecevit'in başbakanlığındaki koalisyon hükümetinin Devlet Bakanı Yılmaz Karakoyunlu tarafından Türkiye Gübre Sanayi A.Ş.'de (TÜGSAŞ) Teftiş Kurulu Başkanlığı'na atanmıştı.
Genel müdürdü
İktidar AKP'ye geçince, Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, ağabeyini kendisine bağlı olan Özelleştirme İdaresi'nin hissedarı olduğu Erdemir A.Ş.'de Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevine getirdi.
Ağabeyin bakan kardeşi tarafından Erdemir'e atanması o günlerde büyük bir tartışmaya yol açtı. Başbakan Yardımcısı Şener ağabeyini kayırmakla, yani nepotizmle suçlandı.
Şener, tepkiler üzerine Ağustos 2003'te Erdemir'deki başkan vekilliği görevinden istifa etti. Ardından TÜGSAŞ Gemlik İşletmesi'ne Genel Müdür olarak atandı. Ancak özelleştirme kapsamındaki TÜGSAŞ'ın tüzel kişiliği kısa bir süre sonra sona erince ağabey Şener buradaki tüm personelle birlikte memur havuzuna gönderildi.
Şener uzun süre havuzda, yani boşta kaldı. Sonunda Devlet Personel Başkanlığı tarafından 12 Ağustos 2004'te Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Tüketici ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü'ne "araştırmacı" olarak atandı. Bir başka deyişle, kamuda 23 yıllık hizmet süresini doldurmuş olan Şener'in unvanları da elinden alınmış oldu. Düz araştırmacı durumuna düşünce, eline geçen maaş da yarı yarıya azalmış oldu.
Farklı bir çizgide
Abdullah Şener, Erdemir tartışmalarından çıkardığı dersle şimdi çok farklı bir çizgide gidiyor. Kabine üyesi kardeşinin konumunu düşünerek "aileye laf gelmesin" diye mütevazı bir odada, sessiz sedasız çalışıyor.
Anlaşılan Abdüllatif Şener de ağabeyinin mağduriyetinden pek rahatsız değil.
Demirel ve pırlanta
Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel yeniden aktif siyasete mi dönüyor. Bu soru hep sorulagelmiştir. Ancak geçenlerde Demirel'in Sheraton Oteli'nde Politika Merkezi tarafından düzenlenen konferansta yaptığı konuşma bu sorunun yanıtını merak edenlere şifreli bir mesaj gibi geldi. Demirel, geçmişin yaşlı siyasetçilerinden örnekler verirken, "Pırlanta büyük, yüzük yapamıyorsunuz. Ama pırlanta olduğu için kaldırıma da koyamıyorsunuz" dedi.
Ünlü iki örnek
Söz pırlanta faslından açılmışken, Demirel iki örnek üzerinde özenle durdu: Mehmet Emin Rauf Paşa ve ünlü İngiliz siyasetçi Winston Churchill. Demirel, bu iki şahsiyetin 70'li ve 80'li yaşlarında bile görev yaptığını vurguladı.
Mehmet Emin Rauf Paşa; İkinci Mahmut ve Abdülmecit dönemlerinde 5 kez sadrazamlık yapmış bir devlet adamı. İlk olarak 1814'te, son olarak da 1852'de sadrazamlığa getiriliyor. Yani 38 yıl sonra 72 yaşındayken yeniden atanıyor. İkinci Dünya Savaşı'ndaki rolüyle milli kahraman olan 1878 doğumlu Churchill de savaştan sonra seçimi kaybediyor ama 1955'te 81 yaşındayken yeniden iktidara geliyor.
Demirel'in yaşını mı merak ettiniz? Söyleyelim: 81'ini
5 ay geçti!
Washington'da kadehler orduya kalkıyor
Yer, ABD'nin başkenti Washington'un gösterişli yeni otellerinden Mandarin Oriental'in balo salonu. İki ülkenin işadamlarının ortak örgütü olan Türk-Amerikan Konseyi'nin savunma grubunun veda yemeği veriliyor.
Yemeğin onur konuğu ABD Genelkurmay Başkanı Peter Pace. Şeref masasında Genelkurmay Başkanlığı'nı Plan Prensipler Başkanı Korgeneral Akın Zorlu temsil ediyor. Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Nabi Şensoy ile ABD'nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson şeref masasında dikkat çekiyorlar. ABD Savunma Bakanlığı'nın üç numaralı yetkilisi olan ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi Eric Edelman da şeref masasında. Bir başka masada Neo-Con'ların en önemli isimlerinden Richard Perle göze çarpıyor.
Tam yemeğe geçilecekken bir Amerikan ritüeli başlıyor. Konuklardan ellerindeki içki kadehleriyle ayağa kalkmaları isteniyor. Kürsüye Ankara'daki Amerikan Askeri Heyeti Başkanı General Sutton geliyor ve "to the Republic of Turkey" (Türkiye için) diye sesleniyor. Bütün salon tekrarlıyor ve şarap kadehleri topluca Türkiye Cumhuriyeti için kaldırılıyor.
Ardından kürsüye Türkiye'nin Washington'daki askeri ataşesi tuğgeneral Bertan Nogaylaroğlu geliyor. Türk askeri yetkili de "to the United States" (Amerika Birleşik Devletleri için) diye sesleniyor. Bütün salon topluca tekrarlıyor.
Albayların kadehi
Ardından kürsüye Amerikalı bir albay geliyor ve "to the Turkish Armed Forces" (Türk Silahlı Kuvvetleri için) diye sesleniyor. Bunu bir Türk albayın kürsüye çıkıp "to the United States Armed Forces" (ABD Silahlı Kuvvetleri için) diye tekarlaması izliyor.
Neyse ki şeref masasında AKP hükümetinden bir bakan yok. Kadeh kaldırma faslında bir türbülans yaşanmıyor. Öyle görünüyor ki, Türk ve ABD askeri makamları arasından bugünlerde su bile sızmıyor.
(milliyet)
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 09:09