Gündem
  • 7.11.2007 12:00

ANKARA'YA ANCAK 3 GÜNDE GEZİLEBİLECEK DEV 'TÜRKİYE MÜZESİ'

DUYGU BEKTAŞ
ANKARA  - Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, son dönemde artan terör olaylarıyla ilgili olarak, "Terörist çete aslında asıl Doğu ve Güneydoğu'nun düşmanıdır. Türkiye'ye kastetmeye çalışıyorlar. PKK terörizmi Kürt kökenli yurttaşlarımızın düşmanıdır. O bölgeye yatırım, eğitim, sağlık ve turizm gitmesini sabote etmeye çalışıyorlar" dedi.
Bakan Günay, Türkiye'nin önemli tarihsel bir mirası olduğunu belirterek, "Kendi insanımıza bu mirası yeteri kadar hissettirmemiz halinde Türkiye'nin büyük bir açılım yakalayabileceğine inanıyorum. Biz, üzerinde yaşadığımız topraklarda çok eskiye uzanan medeniyetler olduğunu bilmesi gereken bir toplumuz. Sadece
Cumhuriyet öncesi ve Osmanlı'dan ibaret değiliz. İnanılmaz görkemli anıtlar bırakan medeniyetler var. Bütün bunların sahiplenilmesi ve bunların iyi korunarak geleceğe taşınması çok önemli görevimizdir. Eskiden beri bu tarihsel anıtlara, yapıtlara ilgi duyan birisiyim. Bunun dışında da edebiyatla, bir ölçüde tarihle içi içe okuma düzeyinde olmaya çalışıyorum. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın ismindeki 'Kültür' sözcüğü beni heyecanlandırıyor" dedi.

"ÖĞRENME VE ÖĞRETME SEFERBERLİĞİNE İHTİYACIMIZ VAR"
Türkiye'de kültür varlıklarının dünyaya en iyi tanıtılması için yapmak istediği birçok proje olduğunu ifade eden Günay, Türkiye'deki tarihsel birikimi, arkeolojiden başlayarak modernleşme öncesi Türk mimarisi ve Cumhuriyet'in simge eserlerine kadar gençlerde bir bilinç uyandırılması gerektiğini vurguladı. Bu konuda üzüntü verici bir tespiti olduğunu kaydeden Günay, "Derya içinde olup deryadan haberi olmayan balıklar gibi yaşadığımız tarihsel, doğal çevrenin farkında olmayan bir sürükleniş içerisindeyiz.
İstanbul'da ve Ankara'da yaşayan, üniversitede okuyan öğrenciler tarihi merkezlerini, Selçuklu camilerini, Roma, Bizans ve Osmanlı eserlerini yeterince öğrenmeden gidiyorlar. Anadolu üzerinde bulundukları mirastan haberdar değiller. Öğrenme ve öğretme seferberliğine çok ihtiyacımız var. Hem kendi bakanlığımızın birimleriyle, hem Milli Eğitim Bakanlığı ile kent bilinci uyandırmak gerekiyor. Bu konudaki çalışmaları önümüzdeki günlerde devam ettireceğiz" diye konuştu.

"ANKARA'YA 3 GÜNDE GEZİLEBİLECEK DEV BİR 'TÜRKİYE MÜZESİ' İNŞA EDİLECEK"
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Türkiye'nin çok büyük uygarlıkları barındırdığını, ancak bütün bunların sergilenebileceğini dev bir müzenin bulunmadığını söyledi. Rusya, Almanya ve Amerika'da bu tarz müzelerin bulunduğunu anlatan Bakan Günay, Türkiye'nin bu ülkelerden çok daha kapsamlı bir zenginliğe sahip olduğunu dile getirdi. Türkiye'de bu çapta büyük bir müzenin bulunmadığına dikkat çeken Günay, böyle bir müzenin Ankara'da inşa edilmesi gerektiğini söyledi. Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nin de
önemli bir müze olduğunu, içerisinde sadece belirli bir dönemi kapsayan eserlerin bulunduğunu belirten Bakan Günay, Topkapı Sarayı'nın ve Ayasofya'nın bir müze olmadığını, birinin saray diğerinin ise ibadethane olduğunu vurguladı. "Bizim büyük bir Türkiye müzesine ihtiyacımız var" diyen Bakan Günay, bu müzenin de Türkiye'nin başkenti Ankara'da olması gerektiğini söyledi. Anadolu'daki bütün uygarlıkların ve Türkler'in tarih içindeki yürüyüş yolundaki bütün birikiminin o müzede sergilenmesi gerektiğini ve 3
gün hatta bir hafta gibi bir zamanda buranın gezilmesi gerektiğini söyledi. Böyle bir müzenin Ankara'da inşa edilmesi durumunda dünyanın birçok yerinden insanların bu uygarlıkları görebilmek için Ankara'ya geleceğini kaydeden Günay, "Türkiye'nin ortasının başkentinin böyle bir büyük anıt esere çok uygun olacağını düşünüyorum. Başka şeyler de var ama böyle büyük bir müze hayalim var" dedi.

"ANKARA KALESİ HER YERDEN GÖRÜNECEK"
Bakan Günay, bakanlık görevine başladıktan sonra tarihi kent merkezi çalışmalarına büyük önem verdiğini dile getirerek, Ankara'nın Ulus semtinin birçok uygarlığı bünyesinde barındıran bir tarihi yapısı olduğunu ve burasının bir tarihi kent merkezi olması için bir Ulus Projesi başlattıklarını söyledi. Günay, "Bu söyleyen insanın elinde olsa ben hemen gider kazmayı vururum. Bürokrasi hazretleri diye birşey var. Birşey söylediğiniz zaman genelde aldığınız cevap 'yazdık efendim' oluyor, o yazdık efendimden
bir türlü 'yaptık efendime' geçemedik. Ben Ankara'da tarihi bir kent merkezinin ortaya çıkarılmasını çok önemsiyorum. Bir turizm çekiciliği yapılacaksa bunun Ulus'ta yapılması gerekiyor. Bu alanda Ankara Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi'nin başlattığı çalışmalar vardı, onları da takip ediyorum. Birinci Meclis çevresinde, Cumhuriyet'in yeniden kurulduğu yer çevresinde bir düzenleme çalışması var. Onu hızlandırmak için ben de özel gayret gösteriyorum" şeklinde konuştu. Restorasyon çalışmalarına da ağırlık
vereceklerinin altını çizen Günay, Hacı Bayram Cami çevresi ve yanında bulunan Augustos Tapınağı'nın da bu çalryan bir sürükleniş içerisışmalara dahil edileceğini kaydetti. Bakan Günay, "Ulus'un istasyondan baktığınız zaman kalenin görünebileceği biçimde yeniden düzenlenmesi gerekiyor. İstasyondan bakıldığında kalenin görünmesi bence Ankara'nın simgesidir. Benim gözümde Ankara'nın simgesi, üzerinde Türk Bayrağı dalgalanan Ankara Kalesi'dir. Tarihsel değeri olan bir kale üzerinde de dalgalanan Türk
Bayrağı'dır. Ankara'da Anıtkabiri çeşitli yönlerden baktığınız zaman görürsünüz. Ankara Kalesi'ni de çeşitli yönlerden bakınca görünmesini istiyorum. Bu Ankara'ya ışık katacak. Bu biraz zaman alacak ama mutlaka yapılması gerekiyor" dedi.

"TURİZM DENİZ, KUM VE GÜNEŞ'TEN İBARET DEĞİLDİR"
Bakan Günay, kültür ve turizmin birbirinden ayrı olmadığını belirterek, "Turizmi biz sadece deniz kıyısı turizminden çıkarmak istiyorsak yararlanacağımız alan kültür alanıdır. Biz Türkiye'nin arkeolojik birikimini yeterince ortaya çıkarabilirsek deniz turizmine ciddi alternatifler yaratmış oluruz" diye konuştu. 2007 yılı sonunda Antalya'ya gelen turist sayısının 8 milyona ulaşacağını belirten Günay, Antalya'ya gelenlerin daha çok denizle ilgilendiğini, oradaki arkeolojik birikimin ise bir dekor olarak
düşünüldüğünü ifade etti. Antalya'daki arkeolojik birikimin denize girilmeyen aylarda da görülebileceğinin anlatılması gerektiğine dikkat çeken Bakan Günay, Antalya Arkeolojik Müzesi'nin Ankara'daki Anadolu Medeniyetler Müzesi'nden sonra çok önemli müzelerden birisi olduğunu vurguladı. Antalya'ya gelen milyonlarca turistin sadece yüz bininin müzeyi ziyaret ettiğini bildiren Günay, "Deniz, kum ve güneş çok ilgi çekiyorsa ötekini anlatma konusunda çok yeterli değiliz. Bunu tarihsel birikimin
sergilenmesine yönlendirmek gerekiyor. Turizm sektörünün bunu yapması gerekiyor. Antalya'ya yaptığım ziyarette bu alanda çalışan arkadaşlarla bu konuyla ilgili toplantılar yaptım" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin kültür meselesini önemsediğinin altını çizen Günay, bu anlamda restorasyon çalışmalarına ağırlık verdiklerini, ancak bazı yerlerde restorasyonların düzgün bir şekilde yapılmadığını söyledi. Bir yeri restore etmenin onun üzerine taşla, sıvayla kapatmak olmadığını vurgulayan Bakan Günay, restorasyonun aslına uygun bir şekilde yapılması gerektiğini, bu konu üzerinde titizlikle durduğunu söyledi. Alternatif turizm geliştirme çalışmaları kapsamında termal turizm ve kış turizmine de ağırlık
vereceklerini belirten Günay, ancak bu turizmden yeterli ölçüde yararlanılmadığını söyledi. Günay, termal turizmde çalışanların da bu sektörün ileride büyük atılımlar gerçekleştireceğini düşündüklerini ifade etti. Kış turizminin de yeteri kadar kullanılmadığın söyleyen Bakan Günay, bu alanlarda altyapı çalışmalarının geliştirilmesi gerektiğini vurguladı.

"MUHALEFET ETMEK BAZEN DE DAHA İYİSİNİ ÖNERMEKLE OLUR"
Kültür ve Turizm Bakanı Günay, 22 Temmuz genel seçimlerinin ardından muhalefet partisi CHP'nin söylemlerini de değerlendirerek, "Türkiye'de muhalefet etmek her şeye karşı çıkmak gibi algılanıyor. Muhalefet etmek bazen de daha iyisini önermekle olur. Bu daha etkili bir muhalefetle olur. Benim bakanlığım ve başka bir bakanlıkla ilgili yapılanı beğenmeyip ve daha iyisini önerirseniz bunun için de toplumu inandian bir sürükleniş içerisırırsanız gelecek açısından doğru birşey yapmış olursunuz. Türkiye'de her
yapılanın karalanması, her yapılanın kötülenmesi şeklinde çalışma sürdürülüyor. Bu da toplumda muhalefet açısından olumsuzluk değerlendirmesine yol açıyor. Herkesin siyaset tarzı kendine. Bizim siyaset tarzımız olumlu işlerle toplumun önüne çıkmaya, toplumun umudunu karartmamaya, uyumlu ve iyimser bir ortamın yaratılmasına katkı yapmaya çalışmaktır" diye konuştu.

"PKK KÜRT KÖKENLİ YURTTAŞLARIMIZIN DÜŞMANIDIR"
Bakan Günay, son günlerde artan terör olaylarını da değerlendirerek, terör olaylarının Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ni eğitim, sağlık, turizm gibi her alanda olumsuz etkilediğini söyledi. Projelere bu bölgeleri de dahil ettiklerini ve hiçbir zaman ihmal etmediklerini kaydeden Günay, bakanlık görevine başladıktan sonra da ilk ziyaret ettiği illerin başında Adıyaman, Urfa ve Mardin'in geldiğini söyledi. Bakan Günay, sözlerine şöyle devam etti:
"Hakkari'nin yaylalarından başlayarak Urfa'ya Mardin'e, Muğla'nın Datçası'na kadar Türkiye'nin müthiş bir potansiyeli var. Ben Doğu ve Güneydoğu'da yeni turizm destinasyonlarının üretilebileceği ve bunun dünyaya çok iyi bir şekilde tanıtılabileceği konusunda bir inancı taşıyorum. Bunun için de ayağımın tozuyla oraya gittim ve her yere de gitmeye devam edeceğim. Terörist çete aslında asıl Doğu ve Güneydoğu'nun düşmanıdır. Doğu ve Güneydoğu'da yaşayan yurttaşlarımızın düşmanı. Türkiye'ye kast etmeye
çalışıyorlar. PKK terörizmi Kürt kökenli yurttaşlarımızın düşmanıdır. O bölgeye yatırım, eğitim, sağlık ve turizm gitmesini sabote etmeye çalışıyorlar. Halkı canlarından bezdirmeye, teslimiyete zorlamaya karanlık hayallerin peşine düşürmeye çalışıyorlar. Sözde haklarını savunduklarını söyledikleri toplum kesimlerinin ve yurt parçalarının düşmanlığını yapıyorlar. Doğu'da Güneydoğu'da yaşayan insanların büyük çoğunluğa bunun farkında. Seçimler bunu büyük ölçüde ispat etti. Seçimlerde yenilmekten kaynaklanan
büyük bir hırçınlığı sürdürüyorlar. Önümüzdeki seçimlerde de yenildiklerini görecekler. Doğu'da insanlar Türkiye'nin gelişmesinden pay almak istiyorlar. Eğer bu terörist çete yakamızı bırakırsa Türkiye'nin doğusu ve güneydoğusu bütün bu alanlarda sıçrayacak. Bu beladan yakın bir gelecekte kurtulacağımıza inanıyorum. Çete bir tarafta, halk bir tarafta, biz halkın yanındayız. Toplumun yüzünü güldürmeye devam edeceğiz."

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 15:45

İLGİLİ HABERLER