Gündem
  • 28.6.2002 11:59

DYP GENEL BAŞKANI TANSU ÇİLLER: "BUGÜN GELİNEN NOKTADA AB KONUSUNDA TÜRKİYE, BELLİ BİR MESAFEYİ AŞMIŞ"

KAYNAK : Haber Vitrini MERAL BOL-ESRA YARGICI ANKARA - Doğru Yol Partisi (DYP) Genel Başkanı Tansu Çiller, "Bugün gelinen noktada AB konusunda Türkiye belli bir noktayı aşmış" dedi. DYP Genel Başkanı Çiller, TASEV tarafından gerçekleştirilen "Türk Halkının AB Üyeliğine Bakışı" konulu araştırmasının sonuçlarının açıklandığı Ankara Shareton Otel'deki toplantıya katıldı. Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı tarafından yapılan "Türk Halkının Avrupa Birliği (AB) Üyeliğine Bakışı" konulu ankete emeği geçenlere teşekkür eden Çiller, "Bugün gelinen noktada AB konusunda Türkiye belli bir noktayı aşmış. Burada Türk halkına AB'nin ne düşündüğünü sorduğunuz zaman, AB'yi istiyor, ama AB'ye giden yolda neler yapılması gerektiğini çok iyi fark etmiyor. Bazı yanılgıların olduğunu görüyoruz. Ortaya çıkan birinci mesele, kamuoyu aldatılmamalıdır. Ortaya çıkan bu görüntü, bu derneğin milletin önünde gittiği göz önünde bulundurulmalıdır. Dolayısıyla burada iki şey var, birincisi yeni bilgiler oluşturduğumuz için şükran borçluyuz, ikincisi Türk halkı kriterleri yeterince bilmiyor. Üç siyaset artık anlamalıdır ki sadece Türk halkı siyasetin arkasından gidemez" dedi. "Türkiye, bazı fırsatları 70'lerde kaçırdı" diyen DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, Türk halkının duruşu, eksik bilgilendirme ve önde giden zaafları belirleyeceklerini ifade ederek, "Biz, AB davasının başını çekmiş bir tarihin kökünden geliyoruz. Burada Türkiye'nin bu tarihsel sürecinde Özal'ın, kaçan 70'lerin fırsatından Gümrük Birliği sonucuna varılmış. Türkiye, Gümrük Birliği'ne girerken, büyüme hızı gibi konularda daha ilerdeydi. Bizim önümüze gelen Romanya, Bulgaristan, Polonya gibi ülkeler, 95 yıllarında telefon santralleri, denizcilik konularında önde geliyordu. AB'nin özellikle işsizlik konusunda ortaya koyduğu mesele Türkiye için geçerli değildir. Bugün Türkiye'nin, bir yandan Gümrük Birliği'nden sonra ittifakın kaybolması, büyümenin kaybolması ve bir yandan da işsizlik konusunda birçok ülkenin gerisinde kalması, AB'nin bu konudaki korkularını gündeme getirmiştir. Bakıldığında, Türkiye büyük bir gerileme ile karşı karşıyadır" şeklinde konuştu. "KOPENHAG KRİTERLERİNİ TOPYEKÜN KUCAKLAMAK ZORUNDAYIZ" Tansu Çiller, Kopenhag kriterlerinin bir bölümünün yerine getirildiğini, bir bölümünün ise gerçekleştirilemediğini söyledi. AB'nin, bunların topyekün ele alınmasını talep ettiğini belirten DYP Lideri, "Özellikle idam konusu ile meseleyi kapatacak değilsiniz' diyen dönem başkanları, İspanya ve bizzat ilgili başkanları bana bunu ifade ettiler. Yani tek bir kıstasa bağlı kalmanın mümkün olmadığını söylüyorlar. Kopenhag kriterlerini topyekün kucaklamak zorundayız, hatta Kıbrıs konusunda da ilerleme kaydetmeliyiz. Milletimiz AB'yi istiyor, demokrasiyi istiyor. Demokrasiler şöyle işler; ilk önce iktidarla bir açılım sağlarlar. Muhalefet onun eksiğini tamamlar, ama öyle gözüküyor ki iktidar kanadı böyle bir birliktelik içinde değil. Biz bir açılım daha sunduk. O da, bu meseleyi kendi içinde çözelim. Aslında muhalefet bir yerde rejimi altüst ediyor. Siz iktidar olarak ne diyorsunuz. Ya siz getirin biz destekleyelim, ya da biz getirelim siz destekleyin" açıklamasında bulundu. DYP Genel Başkanı Çiller, idama hayır demenin, bugünün meselesi olmadığını ve Öcalan konusunda bazı hassasiyetler olduğunu söyledi. Çiller, eğitim dilinin Türkçe olduğunu, bunun yerine başka bir dil olamayacağını ifade ederek, şunları söyledi: "Ama özel ve paralı kurslarla buna açılım sağlayabiliriz. Diğerlerindeki hassasiyet daha da az. Dolayısıyla meseleleri topyekün kucaklayalım. Buradaki takıntı aslında sadece hükümetin içindeki bölünmüşlük değil, başkabanlık eksikliği değil, muhalefetten yardım alamaz hale gelmişliği önemlidir. Hükümetin bir kanadı biz bunları yaparsak, biz bunları yıkarız diyor. Hükümet bozulursa, sizin öncelikli tercihiniz AB ise, ama hükümeti bozma noktasına hayır, hükümeti seçeriz diyebiliyorsunuz. Bunu da bir dışişleri ağzıyla söylüyorsunuz. Muhalefet boşluğunu dolduramayacak bir hükümet, aslında kabul edilmesi lazım ki AB önündeki en büyük engeldir. Eylül ve ekim aylarında rapor yazılacak. Kaybedilen zaman, kaybedilen AB hedefidir." Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 17:19

İLGİLİ HABERLER