
ERDOĞAN: 'AMA', 'ANCAK', 'EĞER' BUNLARDAN BIKTIK!
Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan, "Siyasette dürüstlük esas olmalıdır. Dürüst
olmadığınız sürece er ya da geç içeride ve dışarıda affedilmezsiniz.
Golü eninde sonunda yerseniz" dedi.
Başbakan Erdoğan, Stockholm Ticaret Merkezinde düzenlenen Türk-İsveç İş
Forumu'nda yaptığı konuşmada, Türkiye ve İsveç arasındaki birliktelik ve
dayanışmanın önemli olduğunu ifade etti.
Erdoğan, Avrupalı karar alıcıların, Türkiye'nin AB'ye üyelik hedefindeki
kararlı tutumundan vazgeçmeyeceğini bilmeleri gerektiğini belirterek,
"Dün bana bir soru soruldu, 'sabrınız nereye kadar, bir zaman var mı'
diye. Ben de kendilerine dedim ki 'sabrın sonu yoktur' ardından 'sabrın
sonu selamettir' dedim. Yine söylüyorum, sabırlı davranacağız, herhangi
bir rehavet söz konusu değil. Kararlıyız ve Kopenhag Siyasi
Kriterleri'ni de bitirdik. Şimdi Maastricht Ekonomik Kriterleri üzerinde
çalışmalarımızı kararlı bir şekilde yürütüyoruz. Fakat, bizim bir
arzumuz var o da şudur; Maastricht Ekonomik Kriterleri'nin önüne, şu
anda müzakere etmekte olduğumuz fasılların önüne gelip de siyasi
engeller koymayın. Bu yanlış olur. Yani, oyun esnasında kuralları
değiştiriyorsunuz, AB müktesebatında bu kurallar zaten belliydi."
Türkiye'nin, AB'ye girmek için resmi olarak 1963 yılında başvurduğunu
anımsatan Erdoğan, üye olma kararlılığının özellikle son 5 yılda biraz
daha ivme kazandığını söyledi.
-"TÜRKİYE KAPIDA BEKLEYEN ÜLKE DEĞİL"-
Türkiye'nin, Kopenhag Siyasi Kriterleri sürecini bitirdiğini anlatan
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bunun yanında da müzakerelere başlamışsınız artık. Türkiye, AB'ye aday
ülke değil, AB için kapıda bekleyen ülke değil. Türkiye, artık AB'ye tam
üyelik için müzakereler yapan ülkedir. Ama bunu kavramayan bazı
siyasiler de yok değil, var. Ne diyor? Bazıları diyor ki, 'Efendim,
Türkiye'ye farklı bir üyelik söz konusu...' olmaz. Bu iş bitmiş. Bunun
kuralı belli. Bunu nereden çıkarıyorsunuz? Maça başlamışız penaltı nasıl
olur belli. Maç esnasında iş iyi gidiyor, 'hayır penaltı öyle olmayacak,
böyle olacak' diyorsun. Olmaz, gülerler adama. Hiç bir zaman da siyasi
tarih affetmez. Yani tribünlere oynanmaz. Siyasette dürüstlük esas
olmalıdır. Dürüst olmadığınız sürece er ya da geç içeride ve dışarıda
affedilmezsiniz. Golü eninde sonunda yerseniz. Ama biz bu konuda dürüst
devam ediyoruz. Diyoruz ki, 'biz AB'ye girmeyi arzu ettiğimizi 45 yıl
önce ifade ettik'. Bu süreçte bizim kadar uzun, hakikatten önüne
engeller konulan bir başka ülke yok. Fakat şunu da unutmayalım, AB'nin
Türkiye gibi bir ülkeye ihtiyacı var."
-"LÜTUF İSTEMİYORUZ"-
Erdoğan, Türkiye'nin, üyeliği konusunda bundan sonra AB ülkelerinin
karar vermesi gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"O zaman, AB bu konuda bir karar versin. Türkiye'yi oyalamasın. Ha şunu
diyebilir, 'Hayır, biz Türkiye'yi almıyoruz' diyebilir. Bundan memnun da
oluruz. Niye? Deriz ki, istemediler, beğenmediler, kendi başımızın
çaresine bakacağız. Ama bir taraftan kalkıp, 'biz sizi alacağız ama,
fakat' bunlardan bıktık. Sürekli böyle. 'Ama', 'ancak', 'eğer' bunlardan
çok bıktık. Önümüze konulan program ne ise biz bu programı yerine
getiriyoruz, gereğini yapıyoruz. Tüm ekibimiz dersleri gayet iyi
çalışıyor ve çok açık, net söylüyorum, şu anda AB üyesi olan 27 ülkenin
içerisinde Türkiye'den gerek Kopenhag Siyasi Kriterleri, gerek
Maastricht Ekonomik Kriterleri noktasında çok çok geride olduğu halde AB
üyesi olan ülkeler var. Kriterleri görüyoruz ama bunlar gizli şeyler
değil. Ama bunlar noktasında bizim çok çok gerimizde olduğu halde şu
anda AB üyesi olan ülkeler var. Nasıl oluyor? Çünkü kararlar siyasi de
onun için. Biz, istiyoruz ki bu konuda adil davranılsın, biz lütuf
istemiyoruz, iane istemiyoruz. Sadece koydukları kurallara uymalarını
istiyoruz."
Erdoğan, gazetecilerin, "Avrupa Adalet Divanı'nın, terör örgütü PKK'nın
AB terör örgütleri listesine alınmasına ilişkin AB Konseyi kararını
iptal ettiği" yolundaki haberlerle ilgili bir soru üzerine "Gelen
bilgiler net değil. Net gelsin ondan sonra gerekli açıklama yapılır"
yanıtını verdi.