Gündem
  • 6.6.2005 00:07

ERDOĞAN: BİZ LAİK BİR YAKLAŞIMI EĞEMEN KILMAK ZORUNDAYIZ

İSTANBUL (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, etnik unsura dayalı bir milliyetçiliğin kabul edilemez olduğunu söyledi.


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Hyatt Regency Otel'de düzenlenen Van Kültür ve Dayanışma Vakfı'nın yemeğine katıldı.

Toplantıda konuşan Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin üç kırmızı çizgisinin bulunduğunu belirtti. Türkiye'nin tek etnik unsurdan oluşmadığını belirten Başbakan Erdoğan, "Türkiye'de otuzu aşkın etnik unsur var. Fakat bizim bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığımız var. Dolayısıyla etnik unsura dayalı bir milliyetçiliği kabul etmek mümkün değil. Eğer böyle bir şeyi kabul edersek, bu güzelim ülkemizde bir ayrımcılığa neden olur. Ama bunu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı üst kimliğinde birleştirdiğimizde tüm bu ayrımcılığı ortadan kaldırırız. Bunu sahiplenmek anayasal bir görevimizdir. Bunu başardığımız anda Türkiye'de 73 milyonun el ele omuz omuza tek hedefe kilitlendiğini göreceğiz" dedi.

"DEMOKRASİ, AYNI ZAMANDA ÇOĞUNLUĞUN YANINDA AZINLIĞIN HUKUKUNU KORUMAKTIR"
İkinci kırmızı çizginin dinsel milliyetçilik olduğunu ifade eden Erdoğan, "Türkiye'nin yüzde doksan dokuzu Müslüman'dır ama Müslüman olmayanlar da var. Biz laik bir yaklaşımı egemen kılmak durumundayız. Demokrasi, aynı zamanda da çoğunluğun yanında azınlığın hukukunu korumaktır. Cazibesi de buradan gelmektedir. Aslında önemli olan haktır, hukuktur. Hukuk ve yasalar farklı şeylerdir. Hukuk yasayı güvence altına almaz, yasalar hukuku güvence altın alır. Ama şimdi neredeyse, 'Hakkınızı hukukunuzu yasalar uğruna feda edin' diyorlar. Olur mu böyle şey? Yasayı yapıyorsan hakkını korumak için yapacaksın. Bunu başaracaksın" şeklinde konuştu.


Başbakan Erdoğan, bir diğer kırmızı çizginin de bölgesel milliyetçilik olduğunu kaydederek, şunları söyledi:


"Türkiye'de iktidarımıza kadar yatırımlar dikkat edilirse hep batıya yapılmıştı. Doğu Karadeniz, Güneydoğu, Doğu ve İç Anadolu'yu gezerseniz, 'Acaba devlet buralar uğramadı mı?' dersiniz. Peki buralara kredi verilmedi mi? Batıdan daha çok para oralara verildi. Üç beş beton kazıp krediyi alan parayı ya bitirdi ya da batıda yatırımını yaptı. Bu tür kredilerle beslenmiş zenginler var. Bunlara devlet zenginleri diyorum. Birileri rahatsız oluyorsa altında bu var. İlk defa devlet bankaları kar etmeye başladı. Türkiye'deki özel bankalar ve devlet bankaları bu yıl 4 milyar dolar kar etti. Bunun 2 milyar doları özel bankalara, 2 milyar doları da devlet bankalarına ait. Nasıl gelindi buraya? Hortumları keserseniz buraya gelirsiniz. Özel bankaları da kurtardık. Buraya ciddiyet gelince onlar da kendilerine düzen verdi. Şimdi özel bankalar kredi dağıtır hale geldi. Paralarını satmak istiyorlar. Eğer bu ciddiyet olmasaydı, eski tas eski hamam devam edecekti."


İktidara gelirken 15 bin kilometre duble yol yapacaklarının sözünü verdiklerini hatırlatan Başbakan Erdoğan, "Bu proje bölgesel alandaki kopukluğu ortadan kaldırmak için. Bu otoyol değil. Bugün bir otoyolun kilometresi 2.5 milyon dolar. Bunu verecek güçte değiliz. Biz kendi imkanlarımızla kilometresi 250 ile 500 milyar arasında duble yol yapıyoruz. Şimdilik bu adımı atıyoruz. İleride otoyola dönüşebilecekleri otoyola çeviririz. Yolun olmadığı yerde medeniyete ulaşamazsınız. Suyun olmadığı yerde medeniyeti konuşamazsınız. Derdimiz yol ve su problemini halletmek. 4 tane ana hedefimiz var. Eğitim, sağlık, adalet, emniyet" şeklinde konuştu.

"KÜLTÜRÜMÜZE NE KADAR SAHİP ÇIKARSAK, ÜLKE O KADAR GÜÇLÜ OLUR"
Toplu konut yapımı konusunda da açıklamalarda bulunan Erdoğan, şunları söyledi:


"İstiyoruz ki Türkiye modern bir değişim-dönüşüm projesi mantığını şehircilikte yakalasın. Çünkü şehirlerimiz gecekondu istilası altında. İstanbul ve Ankara da bu durumda. Belediye başkanlığım döneminde ben asla böyle bir yapılanmaya müsaade etmedim. Çok da bina yıktım. Şu anda da ilçe belediyeleri yıkımları sürdürüyorlar. Bu yıkımların olması lazım. İnsanın şehir üzerinde hakkı olduğu gibi, şehrin de insanlar üzerinde hakkı vardır. Biz şu anda Van'daki Akdamar'da bulunan kiliseyi restore ettirme kararı aldık. Kültür Bakanımız hemen gerekli parayı çıkardı. İhale yapıldı ve yakında iş başlıyor. Tabi bu arada ada da elden geçecek. Kilise restore edilecek. Bütün bunlar birbirini etkiliyor. Bunu yaparken bir yandan da toplu konut yapıyoruz. İstiyoruz ki orada öyle bir konut meydana getirelim ki o konutlarla göle nazır bir şehircilik anlayışı meydana getirsin. Bazı işadamları Giresun'da oranın kültürüne uygun ev yaptırdıklarını söylüyorlar. Ben de bunu aynı şekilde kendi memleketim Rize'de anlattım. Ama adamın ruhunda yok. Genlerinde yok. Yine bakarsın tuğladan köşeli bir ev yapar. Sıvası da yok. Şuraya ne olur bir Rize evi yap. Rize evi taştandır. Zaten geleceksin senede 10 gün kalacaksın. O güzelliğin içinde kalsan olmaz mı? Ben kendim kardeşlerimle karar verdim ve köyümde bu kültüre uygun ev yaptım. Bunu yaparken iki şeyi önemsedim. Birincisi 'Rize evi budur', ikincisi 'Burası benim ana baba ocağım'. Yarın çocuklarım, torunlarım nereden geldiklerini bilsinler. Kültürümüze ne kadar sahip çıkarsak, ülke o kadar güçlü olur. Kültür ecdattan devralınan maddi ve manevi mirasın tümüdür. Bunu bu şekilde sahiplenmemiz lazım."
Başbakan Erdoğan, bir teşvik yasası çıkardıklarını hatırlatarak, "Bu yasadan bu yana Van'da bir tane yatırım yok. Niye çıkardık ki bu yasayı? Vanlı işadamı gidiyor, Türkiye dışına yatırım yapıyor. Bu teşvikle bedelsiz arazi, 5 yıllık vergi muafiyeti, düşük SSK primi ve ucuz enerji veriyoruz. Derdimiz burada da yatırım yapalım ve buradaki işsiz vatandaşlarımıza iş imkanı sağlayalım. Tüm tarihi eserleri ortaya çıkaracağız. Adam taş parçası satıyor. Biz canım tarihi eserleri satamıyoruz. Niye? Duyarsızlığımızdan ve vurdumduymazlığımızdan. Van'da turizme yatırım yapalım. Burada biliyorum ki Van'ın saygın işadamları var. Bu işadamlarımız bir değerlendirme yap diye gelince onlar da kendilerine 'Acaba mevcut yatırımlarımdan mı kaydırayım?' demeli ve bu yatırımları yapmalı" dedi.

"CUMHURİYET TARİHİNDE EĞİTİM KONUSUNDA BİZİM VERDİĞİMİZ ÖNCELİĞİ VEREN BAŞKA BİR İKTİDAR YOKTUR"
Van Kültür ve Dayanışma Vakfı'nın öğrencilere verdiği destekten dolayı mutluluk duyduğunu belirten Erdoğan, "Cumhuriyet tarihinde eğitim konusunda bizim verdiğimiz önceliği veren başka bir iktidar yoktur. 2004-2005 yılında bizim eğitime ayırdığımız pay yüzde on yedidir. İnşallah bu yıl sonuna kadar Türkiye'de internet bağlantısı olmayan okul kalmayacak. Milli Eğitim Bakanımız ile başlattığımız yeni kampanya ile de bütün okullarımıza bilgisayar laboratuarı kurma çalışmasını yapıyoruz. Önümüzdeki yıl İstanbul'da bütün okullarda bu olacak. İstiyoruz ki bütün illerimizdeki okullarda bunu yapalım. Van'a gittiğimizde rast gele bir iki eve de uğradım. Tabi yaşadığım tablolar hakikaten duyguluydu. 9 çocuk, baba terör olaylarında şehit edilmiş. Çocuklar okuyamıyor. Bunları yaşadık ve dedik ki 'Haydi kızlar okula' kampanyasını başlatalım. Türkiye'de 700 bin civarında kız çocuğu okula gidemiyordu. Ama şimdi bu kampanya meyvesini vermeye başladı" diye konuştu.


Başbakan, konuşmasının sonunda Van Valisi ve Belediye Başkanı'ndan teşvik yasası kapsamında yapılan yatırımlarla ilgili haberler duymak istediğini ifade ederek, "Bütün bunlarla birlikte Van'a ciddi şekilde yatırım yapılsın ve bu bölgesel dengesizlikler ortadan kalksın. Tüm Güneydoğu'yu dolaşıyoruz. Buraları ayağa kaldıracağız" dedi.

Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 12:17

İLGİLİ HABERLER