Gündem
  • 25.7.2004 17:02

ERDOĞAN: SİYASETTE 'BEN USTAYIM' DEMEK YOKTUR

Erdoğan, AK Parti Genel Merkez Gençlik Kolları tarafından çıkarılan ''Genç Türkiye'' adlı dergideki söyleşisinde, gençlik ve siyaset ilişkisi üzerine değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'de siyasetin temel meselelerinden birinin, gençlerin siyasete girişte önlerinin tıkanması olduğunu dile getiren Erdoğan, siyaseti genç kılacak dinamikleri harekete geçirmenin önce gençlerin işi olması gerektiğini ifade ederek, bunu yapamayan gençliğin geleceğe dair söz hakkını da kaybetmiş olacağını anlattı. ''Demokrasi saltanat rejimi değildir'' diyen Erdoğan, şu görüşlere yer verdi: ''Demokrasiyi bir saltanat rejimi gibi görmek isteyenler, onun gençleşmesinden her zaman rahatsız olmuşlardır. Bizde demokrasi ideal anlamda işletilemiyor. Bence bunun en önemli sebeplerinden biri, (gençlik aklından) korkulmasıdır. Atatürk, Cumhuriyeti gençlere emanet ederken, geleceğin ancak eleştirel akılla yapılabileceğini biliyordu.'' Siyasetin gençleşmesindeki engellerden biri olarak, ''gençliğin eleştirel aklının dar kalıplara sığmayan gücünü'' gösteren Erdoğan, şöyle devam etti: ''Gençlik duyarlılığı iyi giden işlere coşkuyla karşılık verirken, kötü giden işlere sessiz kalmak istemez. (Neden bu işler kötüye gidiyor, kötü gidiş kimden kaynaklanmaktadır, sorumluları kimlerdir) gibi soruların karşılıksız kalmasına razı olmaz. İşte siyasetin gençleşmesinden rahatsız olan kimseler, esasında bu sorulardan rahatsız olmaktadırlar.'' AB Hükümetin AB konusunda bir yılda aldığı mesafenin ortada olduğunu kaydeden Erdoğan, iktidarın, hedeflerini ve ilkelerini açık yüreklilikle ve cesaretle ortaya koyduğunu belirtti. Erdoğan, ''AB meselesinde mangalda kül bırakmayan bazı çevrelerin sözleriyle yaptıkları birbiriyle çelişiyor. Son bir yıllık süreçte, bu anlamda birçok olaya şahit oldum. Peki AB'yi içine sindiremeyenler neden mangalda kül bırakmıyor? Çünkü, niyetlerini açıkça söyleyebilecek cesaretleri yoktur. Neden AB'yi istemiyorlar? Çünkü o zaman demokrasiyi saltanat olarak kullanamayacaklar'' değerlendirmesinde bulundu. ''ADALET ÖZLEMİ VE AHLAKİ KAYGILAR'' Adalet özlemi ve ahlaki kaygılardan kaynaklanan bir duygu sonucunda siyasete girdiğini söyleyen Başbakan Erdoğan, ''Gençlik heyecanlarım, beni sürekli bir hak arayışının peşine sürüklemiştir. Haksızlıklara göz yummak mizacımda yoktur. Çok haksızlık gördüm, çok haksızlıklara tanık oldum. Daha da önemlisi, haksızlıkların iki yüzlülük ile bir hak olarak nasıl pazarlandığına şahit oldum'' dedi. ''Hayatın dayatması'' ve kişiliğine çok uygun olması nedeniyle çok erken yaşlarda siyasetle ''haşır neşir'' olmaya başladığını kaydeden Erdoğan, siyasi yaşamının evrelerini anlattı. Gençlik kollarında siyasete başladığı günden 12 Eylül 1980 döneminde siyasi partilerin kapatılmasına kadar geçen zamanı ''çıraklık'' dönemi olarak ifade eden Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı sürecini ise ''kalfalık'' dönemi olarak değerlendirdi. Erdoğan, şunları kaydetti: ''Ustalık tecrübesi ise siyasetin en zor dönemidir. Bu dönemde her şeyi adeta yeniden öğreniyorsunuz. Aslında siyasette (ben ustayım) demek yoktur. Minderde ayaktaysanız, ustasınızdır. Siyasette, emekli usta olmaz. Gençlere yer vermesini bilmek de ustalığın şiarındandır. Ülkemizde siyaseti gençleştirmek, partimizin hiçbir zaman göz ardı etmeyeceği temel ilkelerinden biridir.'' Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:38

İLGİLİ HABERLER