Gündem
  • 17.1.2003 11:56

MEHMET AĞAR, MAHİR ÇAYAN'IN ARKADAŞI ÇIKTI...

KAYNAK : Haber Kaynağı Mehmet Ağar merkez sağın Tayyip Erdoğan'ı olabilir mi? Geçmişiyle ilgili söylentiler, iddialar bir türlü kapanmıyorken onun ve ona oy vereceklerin içi rahat olabilir mi? Korkulacak bir adam mı, devletin mutemet bir hizmetkarı mı? ''Hassas'' konuları hangi dozajda sorarsam söyleşi salimen biter, nerede nevri döner? Bunca bilinmeyen arasında ''bilinmeyeni bilineninden çok'' olduğu herkesçe bilinen bir parti başkanıyla, soru-cevap muhabbeti kolay değil. Bu söyleşiyi nasıl yaparsam yapayım sonuçta kızanların beğenenlerden çok olacağını kestirmek de muamma değil. Ankara'ya ANAP Kongresine gidiyordum. ''Gitmişken Mehmet Ağar'la da görüş. Parti Başkanı olarak neler yapacak sor bakalım'' dediler, ''Peki'' dedim görüştüm. Ama koltuklar, kanepeler, masalar, dört duvarlar arasında değil, Ankara'nın ünlü Sakarya Caddesi boyunca yürüyerek. Berberde, ayakkabı boyacısı taburesinde, balıkçı, tatlıcı, börekçi dükkanları ve yol boyu her kime rast gelmişsek onların yanı başı, göz ucunda. * ''Polis kafasıyla adalet bakanı olunur mu?'' deniyordu sizin için. Şimdi parti başkanı oldunuz, gelecekte başbakanlığa talipsiniz. Polisi küçük görmek, hor görmek çok yanlış. Görenler olmuştu. Polis toplumun en dinamik varlığı. * Ben vizyon itibarıyla söylüyorum. Tabii siyasette çok geniş anlamda kucaklayıcı düşünmek durumundasın. 95'te siyasete başladık. Aşağı yukarı yedi seneyi geçen bir süre oldu. * Dört senede mühendis oluyor insan diye mi düşünüyorsunuz? Siyasette diplomayı millet veriyor tabii. * Yalan söylemeden siyasette başarılı olunabilir mi? Olunabilir. Olunmalıdır. Böyle bir siyaset dönemi açılıyor. * Dokunulmazlığınıza dokunulamadı hiç? Dokunulmazlıkla ilgili teklifi hiçbir parti veremedi bir tek ben verdim. İNİSİYATİF KULLANDIK * Bunu çok candan, yürekten istiyor musunuz? Tabii. Verdim. Hukuk devletinde yaşıyorsunuz. Mahkemeye çıkmanız gerekiyorsa çıkacaksınız. Siyasette mahkeme var. * O sizin kendi ifadeniz değil mi, mesela merhum Uğur Mumcu'nun eşi Güldal Mumcu Hanımla konuşurken 'bin tane operasyon yaptık. Hangi birini hatırlayayım?' cümlesini kurmuştunuz? Elbette operasyon yapacağız ve bunların hepsi de kanuni çerçeve içerisinde yapılmıştır. Hepsiyle ilgili hesaplar varsa onlar da verilmiştir. * Peki, Mehmet Ağar her şeyi hukuk içerisinde yapmıştır denebilir mi? Tabii. Burada bizim yaptığımız, hukukun içinde en son noktaya kadar kendi inisiyatifimizi kullanmış olmaktır. Görevle ilgili yaptığımız her iş kanuni sınırlar içindedir. Görevle ilgili yapılan her şeye de biz sahip çıkmışızdır. * Peki aynı cümleyi tekrar kurar mısınız? Susurluk olayı ortaya çıktığında siz bakandınız ve dediniz ki ''Belki de Hüseyin Kocadağ, Abdullah Çatlı'yı yakaladı, teslim etmeye götürüyor!'' O bir akrabasının iddiasıydı, benim değil. * Size mi mal edildi yani? Bize mal edildi. O zaman söyledik ama her söylediğimiz güme gitti o zaman. * Her şey tam olarak kapandı mı? Mesela Yaşar Öz'e imzaladığınız evrak? Onların hepsinin sahte olduğu ortaya çıktı. Onun kendisinin beyanatları var. O detaylara girmenin gereği yok. * Zorlayamam elbet. Peki Sayın Menderes kongre bittikten sonra, ben Mehmet Ağar'ın bu 'ağırlığını' kaldıramam, aklanmadan kendisiyle siyaset yapmam'' tarzı bir konuşma yaptı? O kendilerinin şahsi düşüncesi, ben bir şey diyemem. Menderes soyadına çok saygılıyım. Hiç tartışmam bile * 51 doğumlu olduğunuza göre 68 kuşağısınız. Tanıdığınız gençlik liderleri var mıydı. Mahir Çayan'ı tanırdım mesela. Biz mektepte, Mülkiye'de birinci sınıftayken onlar son sınıftaydı. Zaman zaman okulda, bizim yurtta sandalyelerin ayakları kale olurdu, minyatür futbol oynardık. * Mahir Çayan'la futbol mu oynadınız yani? Oynadık. Minyatür futbol oynadık. Biz o zaman okulda tazeydik. Onlar son sınıftaydılar. Geldi geçti şimdi tabii. Türkiye'de siyasette muvaffak beyinler, terör bataklığında boğulup gittiler. Bunların hepsi yeni nesle örnek olmalıdır. Nesiller, '70'li yıllarda ya da '80'li yıllarda harap olup gitmiştir. Ülkede çok faydası olacak belki nesillerdi bunlar. Çok önemli beyinlerdi. Sağda olsun, solda olsun çok sayıda genç yok olup gitti. Bunlar artık çok acı derslerdir. * O dönemde. İdamların, ölümlerin olduğu dönemde bitmiş miydi okulunuz? Bitmemişti. Bizim öğrencilik hayatımız devam ediyordu. MİLLİ OLMALI * Ne hissediyordunuz o zaman? O zaman şaşırmıştık tabii. O zaman siyasi anlamda örgütlenmeler vardı da, silahlı terör eylemi falan yoktu henüz. Daha sonradan başladı. İlk banka soygunları ve '71 Kızıldere olayları olunca o zaman öğrendik. Şaşırmıştık hepimiz. * Demin yolda yürürken iki tane poster vardı arkanızda. Yılmaz Güney ve Ahmet Kaya. Ahmet Kaya dinlerdim deyip sonra Yılmaz Güney için güzel şeyler söylediniz. Bizim çocukluğumuzda çok popüler bir artistti. Kabul etmek lazım Türk sinemasının çok önemli bir artistidir, büyük bir aktörüdür. İdeolojik kavgalar öyle bir değeri de kaybettirmiştir Türkiye'ye. Şimdi bütün bunların hepsinin herkese ders olması lazım. Elbette sinema, tiyatro bunlar toplumsal meselelerin dile getirilmesinin en önemli araçlarıdır. Buradaki mesele mücadelenin fikri mücadele çerçevesi içinde kalması. Türkiye geçmiş tarihiyle de barışmalıdır. Türkiye'de milli olan her şeye benim saygım var. Gayri milli olan hiçbir şeye saygım yok. (Sabah) Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:09

İLGİLİ HABERLER

Onceki Sayfa
Sonraki Sayfa