
SAY'IN DERDİ BAŞKA!.. İSLAM BAHANE, ORATORYOM ŞAHANE!..
HABERVİTRİNİ/ÖZEL İşin ilginç yanı Fazıl Say'ın oratoryosunu sansür ettettiğini iddia ettiği isim halen ANAP'ın Genel Başkanı olan Erkan Mumcu. O tarihte AK Parti'nin Kültür ve Turizm Bakanı olan Erkan Mumcu, oratoryonun CD'sindeki bazı görüntülerin toplumu rahatsız edeceği düşüncesinden yola çıkarak o görüntülerin CD'de yer almamasını istemiş.
Fazıl Say'ın hazırladığı CD'de insanların yanarkenki görüntüleri, cesetler ve dehşet verici yaralılar bulunuyordu.
Say'ın piyano müziğine itiraz etmeyen Bakan Mumcu, bu müziğin eşliğinde CD'den verilen görüntülere karşı çıktı.
Bunun üzerine gazete gazete dolaşan Fazıl Say o tarihte olayı şöyle anlatmıştı; "Bakan değişti. Erkan Mumcu çok sonra geldi. Kültür Bakanlığı Çoksesli Korosu dünyanın en iyi korolarından biridir. Harikulade. 15 Nisan'da eserin çalınabilir izni geldi. Mayıs sonu gibi Kültür Bakanlığı'ndan 'görüntüler varmış onları görebilir miyiz' isteği geldi. Koro Şefi İbrahim Yazıcı olduğu için ona Genel Müdür Osman Nalbantoğlu mektup yazmış. Bakanlık olarak filmin sorumluluğunu alamayacaklarını bildirmiş. Bunun üzerine ben dedim ki, görüntüleri verelim. Çünkü bunlar zaten Madımak faciasının televizyonlarda yayımlanan, herkesin bildiği filmler. Olayların ve sonunda cesetleri ve Metin Altıok'un ölümünden önce komadaki halini gösteren TV görüntülerin 3 dakika 20 saniyelik kısaltılmış versiyonudur. Onu da yolladık. Mayıs sonuydu, Bakanlık'tan denildi ki, bu görüntü olursa koromuzu veremeyebiliriz!
AMACINA ULAŞAMAYAN FAZIL SAY, AK PARTİ VE BAŞBAKAN ERDOĞAN'A "BU AĞITI ÇALIN" RİCASI!..
Yasakçı ve katillerden yana olmayın /18 Ağustos 2007
Fakat ne geldiyse -hiç de fazla politize olmayan- 'Metin Altıok Ağıtı'nın başına geldi. Geçen yazımda bahsettim. 2003 AKP kültür bakanı Erkan Mumcu, 'kafasının estiği doğrultuda' zorluklar çıkardı; 'Ya koroyu ya belgesel görüntüleri çıkartacaksın bu eserden' gibisinden... Her neyse, olan oldu...
Şimdi burada, Başbakan dahil, AKP yetkililerinden rica ediyorum: "Metin Altıok Ağıtı'nın çalınmasına destek olsunlar. Bir sorun yok bunda. Bu eser bir 'senfonik ağıt'. Çağdaşlık ve sanatçıya karşı 'fair' (ADİL) olunması onlara 'artı puan' kazandıracaktır...Yasakçı olmayın. Katillerden yana olmayın. Duyarlı olun! Vefat eden şairlerden yana olun... Onlar değerli... Behçet Aysan, Metin Altıok ve diğerleri... 2 Temmuz 1993'te yaşananlara 'doğru' sahip çıkmanız bu toplum için mühim...
VE ESAS MESELENİN METİN ALTIOK AĞITI OLDUĞUNU GÖSTEREN SAY'IN BUGÜNKÜ AÇIKLAMASI....
Besteci ve piyanist Fazıl Say, ''Türkiye'nin Orta Çağ karanlığına kaymasına karşıyım. Çünkü ben, çağdaş uygarlık düzeyini amaçlayan bir kültürün insanıyım'' dedi.
Fazıl Say, bir Alman gazetesinde yer alan görüşleri ve ardından yayınlanan haberler dolayısıyla merkezi Antalya'da bulunan Kadir Dursun Prodüksiyon aracılığıyla yaptığı yazılı açıklamada, besteci ve piyanist yönüyle Avrupa müzik kültürünü temsil etmesine rağmen, kökeni olan Anadolu halk kültüründen hiç kopmadığını; bunu, herkesin bildiğini ifade etti.
Bütün eserlerinin halk kültürüyle yoğrulduğunu kaydeden Fazıl Say, Avrupa Birliği'nin ''Kültürlerarası Diyalog Yılı''nda kendisini ''Elçi'' unvanıyla görevlendirmesinin temelinde, bu özelliğinin yattığına dikkati çekti.
Fazıl Say açıklamasında, şunları kaydetti:
''Bütün bunlara karşılık bu iktidar, bana ve müzik sanatına şimdiye kadar dostça davranmadı. 'Metin Altıok Ağıtı' adlı oratoryom dolayısıyla, iktidarın ilk kültür bakanı, çeşitli yöntemler kullanarak eserin sansür edilmesini sağladı. Bu olayı, hiç unutamıyorum.
Müzik sanatını küçümsemenin başta gelen örneklerinden biri, Milli Eğitim Bakanlığının önceki yıl okullarda müzik ve resim derslerinin kaldırılması girişiminde bulunmasıdır. Bizim milli eğitim sistemimizden sanat eğitimi dışlanamaz. Başka bir olumsuz örnek ise Türkiye'nin bugün on bin müzik öğretmeni açığı bulunduğu halde, lisans öğrenimini tamamlayan genç müzikçilerimizin öğretmen olmasını önlemek için engeller icat edilmesidir. Bunlar, basının ve halkın gözünden kaçmış olabilir ama, müzik benim mesleğim; benim gözümden kaçmadı. 'Sanatçı, alnında ışığı ilk hissedendir' özdeyişini, 'Sanatçı, karanlığın tehlikesini ilk hissedendir' anlamında da düşünebiliriz.'' ''Orta Çağ karanlığının, bütün aydınlar gibi kendisini de kaygılandırdığını'' ifade eden Fazıl Say, açıklamasında, ''En çok da gelecek kuşaklar için kaygılanıyoruz. Eğer, günün birinde karanlık güçler Cumhuriyetimize ve ulusal değerlere hayat hakkı tanımazsa, onlara teslim olacak değiliz'' görüşüne yer verdi.
HABERVİTRİNİ/ÖZEL
Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 15:11