
TARAFSIZ OLMAYAN BİR AVUÇ YARGI AK PARTİ'Yİ HEDEF ALDI
İSTANBUL - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, HSYK'yla bizim bir kavgamız yok. İstiyoruz ki HSYK, günlük politik çekişmelerin dışında, tamamen yargısal bir görev yapsın. İstiyoruz ki Yargıtay, sadece kendisine Anayasa'nın tanıdığı o üstün, hukuk, yargıçlık ve yüksek yargı konusunu yerine getirsin'' dedi.
Arınç, Haliç Kongre Merkezi'ndeki konferansında, Anayasa'dan kaynaklanan erki kullanan mahkemelere, bağımsız yargıya güvendiklerini dile getirdi.
''Bütün meselenin, onların bağımsız olduğu kadar tarafsız olmasını da temin etmek olduğunu'' ifade eden Arınç, şöyle konuştu:
''Görülüyor ki tarafsız olmayan bir avuç yargı içindeki unsur, AK Parti iktidarını kendisine hedef almış durumda. Biz, ülkede böyle bir kargaşa ve kaosun hiçbir zaman yaşanmayacağını düşünüyoruz. Geçtiğimiz günlerde yaptığımız konuşmalar yargının bulunması gereken yeri göstermektedir. Biz yürütme olarak, bir siyaset merci olarak hiçbir zaman yargının görevine müdahale etmeyi düşünmeyiz. Bunu çok yanlış sayarız.''
Geçmişte ana muhalefet lideri Baykal'ın bunu yaptığını ve cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde, Anayasa Mahkemesinin vereceği karara ilişkin, ''Eğer Anayasa Mahkemesi bu seçimi iptal etmezse Türkiye'de karışıklıklar çıkar'' dediğini, ayrıca ''Artık tetikçi savcılar ve hakimler var'' sözünü söylediğini kaydeden Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Türkiye'de bağımsız mahkemelerin asil savcı ve hakimlerine tetikçi sıfatını yakıştıran bir ana muhalefet liderini buradan kınıyorum. Bu çok yanlıştır.
Evet, bugüne kadar yargı kendi istedikleri gibi karar verdiğinde onu alkışlayanlar, AK Parti'nin kapatılma davası açıldığında zil takıp oynayanlar, yargıda asil hareketleri, Anayasa içerisindeki kahramanca hareketlerini, cesur kararlarını görünce deliye dönmüş gibiler. Biz yargımıza sahip çıkacağız. Herkes görevini yapacak. Bundan 4 sene evvel iddianamesinde yanlış yaptı diye gencecik bir savcının hayatıyla oynayanların yeni oyunlarına hiçbir zaman müsaade etmeyeceğiz. Herkes yargının görevini en iyi şekilde yaptığını görecek.''
Bazı TV kanalları ve Baykal'ın, bu konuya yönelik ''Bir başsavcı, öbür başsavcıyı bastı'' ifadesini kullandığına işaret eden Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Arkadaşlar 'basmak' tabiri, çirkin bir tabirdir. Hiç kimse hiç kimsenin evini, sokağını basmaz. Bu arama yetkisi soruşturma yapan savcıya hakim kararıyla verilen yetki, arama kararıdır. Bu arama kararı varken hem evinde olur, hem iş yerinde olur. İş yerinde yapılacaksa, onun iş yeri de mahkemenin içinde bir odaysa, burayı 'bastı' denmez. Türkiye'de en önemli TV kanallarından birisi bunu bilerek istismar ediyor. 'Başsavcılık basıldı' diyor. 'Adliye basıldı' diyor. Tuh sana! Böyle basılma olmaz.''
Arınç, HSYK'ya özel görevli savcıların yetkilerinin alınmasına yönelik, ''soruşturma yapılmadan bu savcıların görevden alınmasını gerektirecek bilgileri nereden öğrendiklerini'' de içeren 6 soru sorduğunu, ancak 4 gün geçmesine rağmen hala bir cevap alamadığını belirtti.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, şöyle devam etti:
''Ortada bir ihsası rey meselesi var. Adalet Bakanımız Yargıtay'ın bildirisine karşı 'bu bir ihsası reydir' diyor. Sayın Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker de, 'asıl ihsası reyi Adalet Bakanı yapıyor' diyor. İhsası reyin ne olduğunu anlamak için Yargıtay Başkanı olmaya, Adalet Bakanı olmaya gerek yok.
İhsası rey demek, reyini, düşüncesini, kararını önceden belli etmek demek. Kararın önce vicdanları tatmin etmesi lazım. O zaman biz diyoruz ki; ey Yargıtay sen şimdi konuşma, sen kararlarınla konuş.''
Arınç, şunları kaydetti:
''Türkiye'de bir çatışma mı var? Sokaklarda kaos mu var? Bunu isteyenler var ama. Onlar kriz geçiriyor. Çünkü Türkiye'yi krize sokmuyoruz. Emniyetiyle, askeriyle, güvenlik güçleriyle, Türkiye'nin hem terörle mücadelemizi, hem de iç çatışmalardan Türkiye'yi uzak tutma görevimizi yapıyoruz.''
Uğur Mumcu'nun suikastinin, Abdi İpekçi'nin vurulmasının, Papa suikastinin, Çorum ve Kahramanmaraş olaylarının hiç birisinin AK Parti döneminde yaşanmadığını vurgulayan Arınç, ''Bana söyletmeyin şimdi. Bütün yüz karaları sizin zamanınızda oldu. Benim dönemimde hangi çatışmayı gördün sen? Sen döneminde mafyayla işbirliği yapıyordun. Susurluk'lar onların arkası, onların önceleri hep senin zamanında oldu'' diye konuştu.
Bülent Arınç şöyle devam etti:
''Erzincan Cumhuriyet Başsavcısının başına bu işler neden geldi diye birisi soruyor. Bir tarikat yapılanmasından bahsediyor. Eğer bu bizim bildiğimiz bir tarikatsa, o mutlaka Deniz Baykal nezdinde çok temiz bir tarikattır. Ona ilişmeyin lütfen. Yani telefonla geçmiş olsun demek lafta kalmasın. Onun önde gelenlerinden birisi insani bir şekilde geçmiş olsun dilemeyi demokratik buluyorsa, Türkiye'de bu tür yapılanmaların hiçbir zaman cebir, kuvvet kullanmadığını, yalnızca insanların Allah'a daha yakın olmak için birtakım görevler yaptığını da bu yıldan sonra en azından bilmemiz gerekir.''