TÜM PARTİLERİN ORTAK PROGRAMI "YOKSULLUKLA MÜCADELE"
KAYNAK : Haber Vitrini
Enflasyonun, siyasi partilerin ekonomi programındaki önceliğini kaybettiği, bunun yerine programlarda ağırlıklı olarak ''yoksullukla mücadele'' temasının işlendiği belirtildi.
Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Nalan Ölmezoğulları'nın koordinatörlüğünde yapılan araştırmada, partilerin programları, seçim bildirgeleri ve parti yetkililerinin çeşitli ortamlarda yaptıkları açıklamalar incelenerek, ekonomik sorunların saptanması ve çözüm önerileri arasındaki benzerlik ve farklılıklar ortaya konuldu.
Araştırmada, siyasi parti programlarındaki en dikkat çekici noktanın, işlenen temadaki değişiklik olduğu belirtildi. Önceki seçimlerde tüm partilerin enflasyonla mücadele temasını işlediğinin altının çizildiği araştırmada, ''3 Kasım seçimleri öncesinde, partilerin programında, (enflasyonla mücadele) önceliğini yitirdi, (yoksullukla mücadele) öne çıkarıldı'' denildi.
EKONOMİYE TEMEL YAKLAŞIM
Araştırmada, ''ekonomiye temel yaklaşım'' açısından LDP ve GP'nin ''Pür Liberal'', İP, TKP ve ÖDP'nin ise ''Planlı Ekonomi'' savunucuları olarak diğer partilerden ayrıldıkları saptandı. Diğer partilerin ise esas olarak serbest piyasa ekonomisini kabul etmekle beraber, değişik düzeyde devlete düzenleyici ve denetleyici rol atfettikleri belirtildi.
Bu bölümde özellikle CHP'ye dikkat çekildi. CHP'nin devlete güvenlik ve altyapı ile sınırlı olmayan, düzenleyici ve yeniden dağıtımcı işlev yükleyen bir gelenekten geldiğinin altının çizildiği araştırmada, ''Bu nedenle Kemal Derviş'in katılımından sonra, CHP'nin, sağ ve merkez sağ için doğal olan neo liberal ekonomi politikaları benimsemesi ilginçtir'' ifadesine yer verildi.
AKP'deki değişime de işaret edilen araştırmada, ''Ekonomi programı bağlamında Milli Görüş'ten hayli uzaklaşan AKP'nin, neo liberal anlayışa yakın olduğu söylenebilir'' görüşü ifade edildi. Büyük ölçüde, ulusal kaynaklara dayalı kalkınmacı bir devlet anlayışına dayanan Milli Görüş'ün ise sadece SP tarafından sahiplenildiği belirtildi.
VERGİ POLİTİKALARI
Bu arada ''Vergi politikaları'' açısından yapılan karşılaştırmada, CHP, ANAP, AKP, DYP, LDP, GP, SP, YTP ve YP'nin vergi oranlarının yüksek olduğu konusunda görüş birliğinde oldukları belirlendi. Bu partilerin tamamının, vergi indirimi ile birlikte hasılatta artış olacağını savundukları belirtildi.
Buna karşılık İP, TKP, ÖDP gibi sosyalist görüşe sahip partilerin, sermaye üzerindeki vergilerin ağırlaştırılması, emeğin üzerindeki vergi yükünün ise hafifletilmesini önerdikleri belirlendi.
IMF İLE İLİŞKİLER
Araştırmanın, ''IMF ile ilişkiler'' bölümünde, TKP, ÖDP, İP, GP, SP ve BTP'nin IMF ile ilişkilerin derhal sonlandırılması düşüncesinde olduları, YTP, DYP, MHP ve DSP'nin ise mevcut programla dayatılan kimi konuların IMF ile yeniden görüşebileceği ve kabul ettirilebileceği temasını işledikleri vurgulandı.
AKP'nin programında para, kur, maliye politikalarında mevcut programın temel parametrelerinin paylaşıldığı, ancak sosyal politikalar ve reel sektörün sorunları yönelik yaklaşımların IMF ile yeniden müzakere edileceğine dair ifade ve tutumlar gözlemlendiği bildirildi.
CHP'nin ise Kemal Derviş'in katılımı sonrasında, ''bu programı en iyi ve tutarlı biçimde uygulayacak siyasi parti'' temasını işlediğinin belirtildiği araştırmada, GP'nin programı ile söylemleri arasındaki farka da dikkat çekildi.
''GP'yi ilginç kılan, parti programı ile seçim propagandası sürecinde kullanılan söylem arasındaki çarpıcı çelişkidir'' denilen araştırmada, GP'nin, IMF ile ilişkiler konusunda en radikal söylemlere sahip olmasına karşılık, parti programının IMF'nin taleplerini içeren maddelerden oluştuğuna dikkat çekildi. Araştırmada, ''programına bakıldığında, GP'nin IMF politikaları ile fazlaca bir sorununun görülmediği'' vurgulandı.
AB İLE İLİŞKİLER
''AB ile ilişkiler'' açısından siyasi partilerin programlarının incelenmesi sonucunda da, İP, TKP, ÖDP ve BTP dışındaki partilerin Türkiye'nin AB'ye üyeliğine taraftar olduğu belirtildi. Özellikle ANAP'ın, AB üyeliği hedefini seçim propagandasının temel ekseni haline getirdiğinin vurgulandığı araştırmada, MHP'nin, kesin bir karşı çıkışı olmamakla birlikte, AB üyeliği doğrultusunda ödünler verilmesini istemediği ve bu konuda özellikle siyasi rezervleri bulunduğu anlatıldı.
Araştırmanın ''Dünya ekonomisine eklemlenme ve sermaye hareketleri'' bölümünde de, ÖDP, TKP, İP, SP ve BTP'nin sermaye hareketlerinin denetlenmesine taraftar oldukları, diğer partilerde ise kısa vadeli sermaye hareketlerinin olumsuz etkileri kabul edilmekle birlikte, olası bir düzenlemenin sermaye girişimleri üzerinde olumsuz etki yaratabileceği kanısının hakim olduğuna işaret edildi.
''Planlı ekonomi'' savunucuları dışındaki tüm partilerin ''özelleştirme'' fikrini benimsediklerinin altının çizildiği araştırmada, partilerin ''kaynak sorununun'' çözümü konusunda iddialı projelerinin olmadığı öne sürüldü.
Araştırmada, sadece DSP'nin güvensizlik ya da inanç gibi nedenlerle sisteme girmeyen yastık altı paranın sisteme kazandırılmasından söz ettiği, ÖDP'nin ise iç borçların ertelenmesi, dış borçların ödenmemesi, askeri harcamaların kısıtlanması, servet vergisi gibi çözümler sundukları bildirildi.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:29