Gündem
  • 13.11.2004 00:09

İŞTE 'G.O.R.A.'NIN ÇEKİM ÖYKÜSÜ...

Şükürler olsun artık bizim de 'elalemin yaptığı gibi' bir bilimkurgu filmimiz var. Hepsi Türk patentli tertemiz görüntüler, yerli yerinde efektler ne diyelim insanın göğsü kabarıyor.
Cem Yılmaz 'G.O.R.A.'nın noterden onaylı kahramanı ama başka kahramanlar da var. Bunların başında filmin yönetmeni Ömer Faruk Sorak yer alıyor. Tüm zamanların en çok izlenen Türk filmi 'Vizontele'yi Yılmaz Erdoğan'la birlikte yöneten Sorak, yine Türk sinema tarihine geçmesi muhtemel bir filme imzasını atıyor. 'G.O.R.A.'da Cem Yılmaz'ın tasarladığı, hayal ettiği her şeyi beyazperdeye aktaran, Sorak ve ekibi. Yani, işin komik kısmı Cem Yılmaz'a, bilimkurgu bölümü Sorak'a ait. Reklam filmleri ve video klipler çeken Sorak büyük olanakların seferber edildiği bu sektörlerin imkânlarını sinemaya taşıyor. Yönetmen olduğu için 'G.O.R.A.'nın başına gelen talihsizlikler en çok onun canını yakmış. Sorak, "İnsanlar filmi izlerken, serüvenini, çektiği acıları unutmasınlar. Çünkü az daha doğmadan ölüyordu film" diyor.
Cem Yılmaz'ın uzayda bir Türk parodileri vardı. İşin yaratım serüveniyle başlayalım.
Cem'in gösterilerinde tarif ettiği bir Türk uzayda örneğinin çok dışında bir şey yapmamız gerekiyordu. Bunun için en başından giriş-gelişme-sonucu olan bir hikâye üzerinden yürüdük. Bu bir bilimkurgu filmi olacağı için işin bu kısmında komik olan hiçbir şey olmasın istedik. Bizim yaratacağımız mekânlar ve kullanacağımız görsellik son derece inandırıcı, sadece içindeki adamların söyledikleri, hal ve tavırları komik olsun istedik.
İşin bilimkurgu ayağı nasıl gerçekleşti?
Senaryoyu elimize aldıktan sonra reji ekibi olarak bütün bu efektleri nasıl yapacağımızı düşündük. Çekim aşamasından başlayarak çok ciddi bir çalışma yaparak planladık. Ama çekim sonrası filmin başına talihsizlikler geldi. Bu talihsizlikler gelmeseydi bunların hepsini sıcağı sıcağına yapacaktık. Filmin hammaddesi kimyasal olduğu için beklediği her gün olumsuz yönde etkilendi. Hem efektlerle uğraştık hem de eskimeden kaynaklanan kayıtları restore ettik. Ama şunu özellikle belirteyim bütün yaratıcı efektleri Türk ekibi yaptı.
Vizyon tarihinin belirlenmesi prodüksiyon işlemlerine nasıl yansıdı?
Türkiye'de bu yoğunlukta efekt içeren bir film ilk defa yapılıyor inancıyla insanlar yüreğini ortaya koydu. Post prodüksiyon şirketlerinde çalışanlar da bu özverili çalışmaya dahil oldu. Ortaya da Amerikan filmlerindeki gibi bir sonuç çıktı.
'G.O.R.A.', Cem Yılmaz'ın yeteneği, senaryosu ve sizin ekibinizin bileşimi mi?
Bu filmin olması için Cem gibi zeki, vücut dilini çok iyi kullanan, adına 'iş' yapılabilecek bir star olması gerekiyordu. Ayrıca elimizde Cem'in bütün yeteneklerini aktardığı bir senaryo vardı. Her şey gerçekte bir adamın sanki uzayda yaşamış gibi bir uzay atmosferini hayal etmesiyle başladı. Bizi heyecanlandıran da bu hayali gerçekleştirebileceğimize inanmamızdı. Cem'e kısa süre içinde, yani bize senaryoyu verdikten sonra hikâyesinde hayal ettiği şeyin karşılığının ne olacağını göstermeye başladım. Bundan sonra dekorlar, çekim aşaması kostümler... Cem bunları gördükten sonra hayal ettiği şeyin gerçekleşebileceğini gördü.
Türk sinema tarihine geçmiş Vizontele'nin ve en az onun kadar iddialı 'G.O.R.A.'nın yönetmenisiniz. Ama sessiz kalmayı tercih ediyorsunuz...
Çok göz önünde, popüler, yetenekli, halka mal olmuş insanlar film yapacakları zaman akla gelen isim olmak güzel şey. Ben çok daha yalın, sade, kendi starını kendi içinden doğuran filmler de yapabilecek birikime, yeteneğe sahibim. Onun için hani ben bu iki filmde yeterince konuşulmadım, göz önünde çok değildim, çok arkada kaldım gibi bir duyguya hiçbir zaman kapılmadım. Tabii bu biraz basının neyle ilgilendiğiyle ilgili. Ben hep buradaydım. Ama basın neyle ilgilendiyse neyi ön plana almak istediyse o ön planda kaldı.
Ömer Faruk Sorak'ın kendi hikâyeleri yok mu?
'Derinsu' var. Haluk Bilginer, Şafak Sezer, Yasemin Dalkılıç var kadroda. Buradan bir şeyi düzelteyim, ben Dumlupınar deyince herkes Dumlupınar Denizaltısı'nın batış hikâyesini çekeceğimi düşündü. Ben Dumlupınar Denizaltısı, Eltuğrul Firkateyni, Atalay Denizaltısı ve Çanakkale savaşlarından alınmış olaylarla kolajlanmış bir hikâye anlatacağım. Ne kadar gerçek diye sorarsanız Titanic'in batışı kadar. Titanic'ten çıkan 16 film ne kadar fantastikse bu film de o kadar fantastik olacak. Yani bunun içinde aşk, kahramanlık, kavga, iktidar savaşı... hepsi var. Dokuz kişi bir denizaltının içinde kurtulmayı bekliyor, umutlar azalıyor. Göreve çıkmadan önce yaşadıkları aşkları, kavgaları, ayrılıkları, hasretleri hatırlıyorlar birer birer.

Sırada Avrupa var
G.O.R.A. şimdiden Türk sinema tarihine geçti. Film, iki gün sonra 90. yaşını kutlayacak olan Türk sinemasının şimdilik en pahalı yapımı. Çünkü bütçesi 5 milyon dolar. BKM Film, 'G.O.R.A.'yı TMSF'den KDV'siyle birlikte 2 milyon 350 bin dolara satın aldı. Sonra filmin prodüksiyon firmasına, teknik kadroya, oyunculara 1.5 milyon dolarlık borcunu ödedi. Sonra da eldeki negatif filmlerin 'G.O.R.A.'ya dönüşebilmesi için çalışmalar başladı. Post prodüksiyon, promosyon, müzik, web sitesi, sigorta, afiş tasarımı, fragman hazırlanması, soundtrack, reklam kampanyası ve kopya basımı çalışmaları için1.5 milyon dolarlık bir bütçe daha oluşturuldu.
Filmin post prodüksiyon çalışmaları Ömer Faruk Sorak'ın yönetiminde 17 kişilik bir teknik ekip tarafından dört ayı aşkın bir sürede tamamlandı. Yaklaşık bin 800 plandan oluşan filmin onlarca planı üzerinde efekt çalışması gerçekleştirildi.
5 milyon dolarlık G.O.R.A.' Türkiye'de 237 kopyayla 450 sinema salonunda seyirciyle buluşuyor. Şimdi sırada Avrupa var. Film Avrupa'da da 125 kopya ile gösterime çıkacak. 17 Kasım'da Fransa ve Belçika, 18 Kasım'da Almanya ve Hollanda, 19 Kasım'da İngiltere ve Avusturya ve 10 Aralık'ta da Danimarkalı seyircilerin huzuruna çıkacak.

OLKAN ÖZYURT

Radikal

Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 23:16

İLGİLİ HABERLER