Gündem
  • 6.1.2003 16:28

UĞUR DÜNDAR'DAN TURGUT YILMAZ'I PERİŞAN EDEN AÇIKLAMALAR!...

Mesut Yılmaz'ın kardeşi Turgut Yılmaz, Habertürk TV'de ilginç iddialarda bulundu.Eski İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'ı kendisinin harcamadığını savunan Yılmaz, ''Harcamış olmayı isterdim'' diyerek dikkatleri üzerine çekti... Politikayı bırakan ağabeyi Mesut Yılmaz ne emrederse onu yaptığını belirten kardeş Yılmaz, onu sık sık Beykoz Konaklarındaki evinde ziyaret ettiğini, bu buluşmalara Hüsamettin Özkan'ın da katılarak tavla oynadıklarını açıkladı. Yılmaz, bu arada Uğur Dündar'ı da bir belgeyi saklamakla suçlayınca Dündar'dan yazılı cevap geldi. İşte Turgut Yılmaz'ın iddiaları, işte Uğur Dündar'ın zehir zemberek açıklaması... Mesut Yılmaz'ın kardeşi Turgut Yılmaz'ın Habertürk'te yaptığı açıklamalardan ilginç başlıklar: "BU AÇIKLAMALAR ÇOK KONUŞULUR... TURGUT YILMAZ HABERTÜRK TV'NİN OLAY PROGRAMI BASIN KULÜBÜ'NE KATILARAK HAKKINDAKİ TÜM İDDİALARI DOBRA DOBRA YANITLADI... ESKİ İÇİŞLERİ BAKANI SADETTİN TANTAN'I KENDİSİNİN HARCAMADIĞINI SAVUNAN YILMAZ, ''HARCAMIŞ OLMAYI İSTERDİM'' DİYEREK DİKKATLERİ ÜZERİNE ÇEKTİ... POLİTİKAYI BIRAKAN AĞABEYİ MESUT YILMAZ NE EMREDERSE ONU YAPTIĞINI BELİRTEN KARDEŞ YILMAZ, ONU SIK SIK BEYKOZ KONAKLARINDAKİ EVİNDE ZİYARET ETTİĞİNİ, BU BULUŞMALARA HÜSAMETTİN ÖZKAN'IN DA KATILDIĞINI AÇIKLADI... İŞTE TURGUT YILMAZ'IN AÇIKLAMALARINDAN ÖNE ÇIKAN CÜMLELER: -Beyan ettiğim gelirim 1 trilyonun üzerinde... -İki holding ve iki banka sahibi olduğum yalan, yanlış. Yok böyle bir şey... -Abim emreder ben yapmaya çalışırım. -Hayatımda devletle iş yapmadım. İhale almadım. -Öyle şövalye, tapınak bilmem ne... Ben ondan anlamam. Ben camiden anlarım. Tapınaktan Sadettin Tantan anlar... -Sokaktaki adam zanneder ki, Başbakan'ın kardeşinin elinde bir maymuncuk vardır, bütün kapıları açar... -Ben Sadettin Tantan'ı harcamış olmayı hakikaten isterdim... Tantan cins bir adam... Eğer bir belgeyi bildiği halde sakladıysa psikopat falan değil, alçaktır. -Kredi almak için aracı kullanan bir adamın bütün kredi kanallarını kapattırırım.. -28 şubat süreci Mesut Yılmaz'ın siyasi hayatına mal oldu. -Mesut Yılmaz kongreye gitmeyecek. Ben gideceğim. -Hayatımda ne dolaylı ne de dolaysız Gazprom'la ilişkim olmadı. -Ağabeyimi çok uyardım. Mesut Bey'in davranışı, televizyonlarda izlediğiniz gibidir. Gözlerini diker ve bakar... -Kriz çıkınca Tekstilbank, GSD grubu olarak Merkez'den bir tek dolar almadı. -Mehmet Kutman amcamın torunu. Ama hiçbir şekilde uzaktan yakından alakam yok... -Ben Mesut Bey'e gittiğimde Hüsamettin Bey de geliyor. Ama siyaset konuşmuyoruz. Tavla falan oynuyoruz... TURGUT YILMAZ'IN BASIN KULÜBÜ'NDEKİ AÇIKLAMALARI: HAKKINIZDA KAÇ DAVA AÇILDI? Hakkımda hiç dava açılmadı. Ama benim açtığım davaların sayısını bilmiyorum. İhracat ve kambiyo dosyası dışında hiç ifade vermedim. Çoğunluk olarak tazminat davası açtım. Şu ana kadar bu davalardan çok para kazandım. 100 milyar civarındadır. GSD NASIL KURULDU, HAYALİ İHRACAT İDDİALARINA NE DİYORSUNUZ?... 1986'da Başbakan Turgut Özal'ın tavsiyesiyle, 96 şirket birleşerek Giyim Sanayicileri Dış Ticaret Anonim Şirket'ni kurduk. Bu şirketlerden 3'ü benimdi. Birinci yıl 450 milyon dolar yaptık. 88'den bu yana her yıl 650-700 milyon dolar ihracat yaptık. Mutlaka hayalisi de olmuştur. 87-91 yılları arasında, pasif ihracatçıların da ihracatlarını kendi üzerinden geçirdi. Konfeksiyon haricinde hiçbir malın ihracatına girmedik. 86 kasımından beri, bir kez dahi hayali ihcacat suçlamasıyla yargılanmamıştır. Ama kaçak mutlaka olmuştur. Hayali ihracat demek sadece şişik rakamlarla ihracat demek değildir. Firmaların aldıkları hammaddeleri faturasız almaları veya hayali faturalar göstermeleri de olabilir. Yaptığımız işte bir iki firmanın alt firmalarında hayali fatura bulunmuştur. Bu 3-4 yıl sonra vergi denetim elemanlarının incelemesinde saptanmıştır. Daha sonra vergi daireleri söz konusu zararı ceza faiziyle bizden tahsil etmiştir. GSD hakkında soruşturmalar oldu. Ben bol bol savcılara ifade verdim. Bir sürü savcılığa böyle ifadeler verdim. GSD Dış Ticaret'ten yılda 12 ila 14 bin fatura geçer. İhracatın toplamı 650 milyon dolardır. Bizim üzerimizden 100 küsür şirket inracat yapar. O şirketlerin dahi bilmediği alt şirketlerde hayali faturalar olabilir. NE KADAR SERVETİNİZ VAR? Benim zenginliğim ilk önce gönül zenginliğim. Allah'a şükür bütün ömrümü idare ettirecek ve çocuklarıma bırakacak kadar bir zenginliğim var. Üçüncü zenginliğim çocuklarım... 1 MİLYAR DOLARINIZ VAR MI? Bu rakamlar komik rakamlar. Herkesin serveti beyan ettiği rakamlarla orantılıdır. Son üç yılda vergi sıralamasında 104'ncü, 107'nci ve 90'ncı oldum. Ama ben İstanbul'da 9 bininci zengin bile değilimdir... Beyan ettiğim gelirim 1 trilyonun üzerinde... TÜRKİYE'DE İKİ HOLDİNGİ VE İKİ BANKASI OLAN TEK KİŞİSİNİZ GALİBA? Delta Holding benim sahibi olduğum, GSD Holding benim yöneticisi olduğum bir holdingtir. GSD'nin sahibi değilim. GSD'nin yüzde 90 küsürü halka açık. İki holding ve iki banka sahibi olduğum yalan, yanlış. Yok böyle bir şey... Turgut Yılmaz GSD Holding'in yönetim kurulu başkanıdır, Delta Holding'in sahibidir. GSD Bank GSD Holding'in bir kuruluşudur ama GSD Bank'ın yöneticisi bile değildir. BORSA'DA ORTAK SATIŞLARIN SEBEBİ NEDİR? GSD'yi 86'da kurarken, yönetim yetkilerinin tamamını kendi üzerime aldım. Çok ortaklı şirketlerin yürümesinin zor olduğunu biliyordum. Şirketin tüm yetkileri de bendedir. Yönetim kurulu üyelerini ben atarım. Paranın olduğu yerde mutlaka kuvvetin olması lazımdır. Menfaat insanları paramparça eder. Bu şirketin diğer çok ortaklı şirketler gibi dağılmamasının nedeni benim bu imtiyazı elimde tutmamdır. Şirketin sonsuza kadar bir sahibi olacaktır. 99'un aralık başında halka açıldık. Tek şirketiz halka açılan... Ben yaptığım bütün işleri A'sından Z'sine takip ederim. Şirketlerim hakkında sorup da cevap alamayacağımız bir şey yoktur. ŞİRKETLERİNİZİN CİROSU NE KADAR? Yıllık 50 milyon dolar kadar... MESUT YILMAZ'IN KASASI MISINIZ? Abim emreder ben yapmaya çalışırım. Burada yadırganacak bir şey olduğunu sanmıyorum. MESUT BEY'LE CEBİNİZ AYNI MI? Hayır değil. Benim cebimin kendime bile sınırı vardır... Ama ağabeyim (Mesut Yılmaz) ne zaman ne emrederse yapmaya çalışırım... NEDEN HAKKINIZDA BU KADAR ÇOK İDDİA VAR? Benim bu insanların hayal gücüne hafızam yetişmiyor... Mesela çok merak ediyorum Star'dan Saygı Öztürk neden burada değil. Bu kadar yalana, dedikoduya, alçaklığa akıl vicdan yetmez ki!... Arkadaşları buraya çağırdım. Gelselerdi... Bugün Mesut Yılmaz siyasette yok, ben de buradayım. Yazı yazanlara çağrı yaptık, gelin dedik... Ben burdayım. Hepsini bir konuşalım dedik. Ama yazı yazan arkadaşlar yok... AĞABEYİNİZ, HÜKÜMETTEN KARAR ÇIKMADAN ÖNCE SİZİ ARAR, BORSA'DA POZİSYON ALMANIZI ÖNERİR MİYDİ?... TURGUT YILMAZ'IN 50 MİLYAR DOLARI OLDUĞU BİLE İDDİA EDİLİYOR?... Türkiye'nin serveti 150 milyar dolar, benim servetim 50 milyar dolar ha... Mesut Yılmaz'ın kardeşi olmaktan gurur duydum, ona hep destek oldum. Bundan sonra da destek olacağım. Bu abi-kardeş ilişkisinin ötesinde. Buna hiç kimseyi sokmam. Onun emrindeyim. Mesut Yılmaz bana destek olmuş mu? Onu söylesinler. Bir olayda yolsuzluğun olabilmesi için benim devletle iş yapmam gerek. Hayatımda devletle iş yapmadım. İhale almadım. Devletin tekel olduğu sahada yer almadım. 69 yılında, 19 yaşındayken ilk şirketimi kurdum. 34 senedir ticaretteyim. Bu 34 yılın yaklaşık 20 yılı Mesut Bey siyasetin içinde. Bir tek insan çıkıp belgelerle konuşmaz mı?... Öyle şövalye, tapınak bilmem ne... Ben ondan anlamam. Ben camiden anlarım. Tapınaktan Sadettin Tantan anlar, ben anlamam... SEDAT PEKER'İ TANIYOR MUSUNUZ? Tanıyorum. Hiç ilişkim olmadı. Bir kere, Antalya'da bir otelde görüştük. Maç için Antalya'daydım. Hapisten çıkmıştı. Geçmiş olsun dedim. Tanıyorum ama hayatımda hiçbir maddi manevi ilişkim olmamıştır. ALAATTİN ÇAKICI'YI TANIYOR MUSUNUZ? Hayır, tanımıyorum. Hiç görüşmedik. Hayatımda hiç kimsenin arkasından konuşmadım. Hiç alçakça bir iş yapmadım. EMNİYET MÜDÜRLERİ SİZE OPERASYONLARLA İLGİLİ BİLGİ AKTARDI MI?... Bazı emniyet müdürleri birtakım operasyonlar olduktan sonra bana bilgi aktarmıştım. Ama bu operaslonlar benim can güvenliğimle ilgiliydi... KAYINPEDERİNİZİN ALMAN AJANI OLDUĞU SÖYLENİYOR? Benim kayınpederim 87'de öldü. Hayatında gizli servisle işi olmadı. İkinci Dünya Savaşı'na 5 kardeş gidip iki kardeş dönmüşler. Bunlar o kadar ileri gittiler ki, karımın da Alman tanklarının pazarlığını yaptığını öne sürdüler... KORKMAZ YİĞİT, TÜRKBANK İHALESİNDE SİZE ARACILIK ÖNERDİ Mİ?... Benden randevu istedi. Bank Ekspres'in genel müdürü benden Yiğit adına randevu istedi. Ben Korkmaz Bey'le görüşmeyeceğimi, bildiklerimin bana yettiğini daha fazla bir şey bilmek istemediğimi, yeni kişilerle tanışmak istemediğimi söyledim... Daha sonra Ankara'da Mesut Bey'le görüşmek için gittim. Bekleme odasında Korkmaz Yiğit'i gördüm. Ağabeyime, görüşmeyin dedim. Bana dediki, Hüsamettin Cindoruk gönderdi, görüşmem lazım... Son olarak Büyük Kulüp'te bir düğünde karşılaştık. Orada elini sıktım. Aydın Doğan'ın eşi şaşırdı. Bütün piyasa tanıştığını ortak olduğunuzu söylüyor, dedi. Bu görüşmelerin dışında tanımadım, biraraya gelmedim... Anlattığım üç sahnenin dışında bir alakam yok... Ben duruşum ayrıdır. Ben Korkmaz Yiğit-Çakıcı ilişkisinden çekindiğim için değil, zamanın Başbakanı ve Güneş Taner'e şunu söyledim: Türkiye'de hiç kimse 500 milyon dolar verip banka alacak güçte değildir. Benimki sadece ekonomik akıl... Bu yapılan iş yanlıştır. Türk Ticaret Bankası'nın bu adaylara değil, 1 dolara yabancı bir bankaya verseniz ülke kâr eder, dedim. Buna bugün de inanıyorum... Sokaktaki adam zanneder ki, Başbakan'ın kardeşinin elinde bir maymuncuk vardır, bütün kapıları açar... Ben bu tip görüşmelerden hayatımda hep imtina ettim. Birisi desin ki, görüştün... Kim söylediyse ben burdayım... Bir adam desin ki, bu adam Korkmaz Yiğit'le şurda görüştü... GÜNEŞ TANER'İN KORKMAZ YİĞİT'E ''BU İŞİN ANAHTARININ TURGUT YILMAZ'' OLDUĞUNU SÖYLEMİŞ... Güneş Taner kim ki, benim hakkımda bir şey söyleyecek. Güneş Taner benim aleyhime böyle bir şey söyleyebilir mi? TANTAN'I SİZ Mİ HARCADINIZ? Ben Sadettin Tantan'ı harcamış olmayı hakikaten isterdim... Ben Tantan'ı çok eski tanırım. 69-70 yıllarından beri tanırım. Ben üniversitedeyken, benim arkadaşlarımın hepsi arkadaşıydı. Bugün de arkadaşları... Tantan bir polis arkadaşımızdı. Akşamları beraber yemek yerdik. Tantan benim hem 1991 senesinde kendisine mevki önerdiğim biri, ''Nereyi emniyette istiyor'' diye... 91'de Mesut Yılmaz başbakan oldu. Bana arkadaşlarım geldi dediler ki, ''Tantan düzgün dürüst, Beşiktaş'ta helak oluyor, bunu bir yere getirin...'' Ben dedim ki, bu cins bir adam... Ben buna gidersem, bu ''Abisi başbakan olunca gidip herkese bir yer öneriyor'' diye düşünebilirdi. Gittim, Tantan'a dedim ki, ''Sen benim herkese gittiğimi düşünebilirsin. Ama eğer yapabileceğim bir şey varsa, bunu sana da söylememiş olmayayım. Ağabeyime söyleyeyim...'' Tantan o ara İstanbul Emniyet Müdürlüğünü istedi. Ben de abimin gücünün onu İstanbul'a emniyet müdürü yapmaya yetmeyeceğini, siyasi ahlak gereği de bunun olmayacağını, böyle bir kararnamenin Cumhurbaşkanı Özal'a sunulsa bile büyük şehirlerin boş bırakılacağını biliyordum... Bursa veya Edirne gibi şehirleri önerdim. Tantan istemedi. NEDEN HARCAMAK İSTERDİNİZ? Şunun için harcamak isterdim. Benim yakından tanıdığım beni de yakından tanıması gereken Tantan'ın hakkımdaki komplo, duyum, şaibeleri gaza gelmeden incelemesi, en azından peşin hükümle, ''Bu çocuk bu işleri yapmaz'' demesi gerekirdi. Bunu yapmadığı için harcamak isterdim... Ben Tantan'dan şunu beklerdim: Uzun bir dönem İçişleri Bakanlığı yaptı. Eğer 2 yıl civarında İçişleri Bakanlığı yapan biri bir insanın ipliğini pazara çıkaramıyorsa, bir ipin ucunu yakalayamadıysa ondan hiçbir şey olmaz... KREDİ İÇİN İŞADAMLARINA ARACI OLDUNUZ MU? Kredi için hiç kimseye aracı olmadım... Kredi almak için aracı kullanan bir adamın bütün kredi kanallarını kapattırırım.. TANTAN SORUŞTURMASINA DÖNELİM. BALİNA OPERASYONUNUN KİLİT İSMİ ABDURRAHMAN YAKUPREİSOĞLU O DÖNEM, SİZİ DE İTHAM EDEN İFADELER VERDİ...? Abdurrahman Yakupreisoğlu'nun bana Kocaeli F tipi cezaevinden yazdığı mektuplar var. Bana diyor ki, ''Ben bir oyuna getirildim. Tantan, polis müdürü Şerafettin Vural ve savcı Cevdet Vural beni oyuna getirdiler. Sizin hakkınızda benim önüme yazı koydular. Bana imzalattılar. Sizi tanımıyorum. Sizden bir şey de istemiyorum. Bana bir avukat yollayın. Beni bu delikten kurtarın. Ben de bunların aleyhine TV'lerde konuşayım''... Böyle bana yazılmış 5 tane mektup var... Onun el yazısı olduğu da kaligrafik olarak doğrulanmış... NE OLDU DA TANTAN'LA İLİŞKİLERİNİZ BOZULDU? Söylediklerimin hepsi doğrudur. Tahminimi anlatabilirim. Faruk Bildirici'nin kitabında Tantan'ı Eyüp Aşık'ın Fatih Belediye Başkanı adayı yaptığı belirtiliyor. Bu yanlış, Tantan'ı Fatih Belediye Başkan adayı yapan benim. Kazanabilmek için meşru olan ne varsa onu meşru olarak uygularım. Fatih seçimlerini 94'te Refah Partisi kazanmıştı. Seçimler iptal olmuştu. Aynı adayla kazanamazdık. Ben Mesut Yılmaz'a gittim, ''Bunu alırız, Tantan aday olacak'' dedim. Tantan'ın haberi bile yoktu. Aday yaptık. İnanılmaz bir seçim propagandası yaptı. Ben kazandığı gün kutlamalara bile gitmedim. Evde oturdum seyrettim. NEDEN SİZİN PEŞİNİZE TAKILDI? Takıldıysa şundandır. Bir enerji fezlekesi yayınlandı. Uğur Dündar Star'da yayınladı. Dündar'a bunu yayınlatan da Tantan olabilir diye düşünüyorum. O fezlekede benim de ismim var. Kapakta geçiyordu. Ama içinde geçmiyordu. Fezleke doğru, benim elimde de var. İçinde ismim geçmiyor, suç unsuru yok, herhangi bir olay yok. Kel alaka bir durum. Ben inanıyorum ki, uzun bir dönem, bir enerji operasyonu planlandı, programlanmaya çalışıldı. Bunu birtakım kuşlar gelip bana söyledi. Tantan da galiba ''bu adamlar bu işin ağababası'' gibi düşündü. Bu tip düşüncelere kapılmaya müsait bir şahıs. Kafasında komplo teorileri kuruyor. Bu arada bir şey söyleyeyim: Tantan'ı büyükşehir belediye başkanlığı adaylığı için de destekledim. İddia ediyorum, eğer 99'da aday olsa kazanırdı. Bunu partim için istedim ama Mesut Bey düşünmedi. Bu olaylar olurken, Tantan benim yazıhaneme üç arkadaşımla beraber geldi. Bana Fatih belediye başkanlığına kendi yerine kimin aday olacağını sordu. Ben 'bilmiyorum' dedim. Söylersem söylerdim. ''Ben şu ismi oraya belediye başkanı yapacağım'' dedi. ''Çünkü senin bir arkadaşın var, o arkadaşın oradaki yeşil alanları aldı'' diye devam etti. ''Bu arkadaş belediye başkanı olacak bütün bu yeşil sahaları tekrar açacak'' dedi. Benim Fatih'te tek tapulu yerim yok. Bahsettiği arkadaş Avukat Sühan Özkan... Bu arkadaşımın babasından kalan evin üçte birinden başka hissesi yok... ''Varsa'' dedim, ''iki bileğimi keserim. Belgele'' dedim. 15 gün sonra bana geldi dediki, ''Sen haklı çıktın, kuşlar bana yanlış bilgi verdi...'' Böyle bir şeye inanmak, savunabilmek, her türlü insanlık vasfı dışında inanç vasfı dışında ne kadar mümkün?... Tıp doktorlarının bakması gerek. Bu olay vak'a... Bana sorarsanız, ''Bunlar oldu da niye bu adamı Ankara'ya yolladın?'' İşte o benim işim değil, o genel başkanın işi... Beyaz Enerji'de suçlama ne: Rüşvet almak... Ya ben olsa olsa rüşvet veririm, almak ne demek!... Eğer bir belgeyi bildiği halde sakladıysa psikopat falan değil, alçaktır. Bundan büyük dinsizlik olur mu?... Basın Kulübü'nde ben ne konuştuğunu dinledim, hiçbir şey konuşmadı. İki yılda devletin bir dosyasını bilip de açıklamayan en büyük alçaktır. Dosya olduğunu ima eden de alçaktır, bilip ima eden de alçaktır... Bugün Mesut Yılmaz yok hükümette, ben burdayım. Hani nerdeler?... MAZOT KAÇAKÇILIĞI YAPMAKLA DA SUÇLANDINIZ? Bir buçuk yıl öncesine nakliyat şirketim vardı. Sadece Almanya ile Türkiye arasında tekstil taşıyordu. Hiç hayaımda arabamın dışında benzin almam. Hayatımda Irak'la da ticaret yapmadım... Bakın 28 şubat süreci Mesut Yılmaz'ın siyasi hayatına mal olsa dahi, onun o süreçte ülke için yaptıkları doğrudur. Eğer Türkiye AB'ye girecekse, Yılmaz'ın 28 şubat sürecinde gösterdiği dirayetli devlet yönetimi sayesinde olacaktır... Ülke kazandı mı? Bana göre ülke kazandıysa gerisi önemli değil.. HAFTASONU ANAP KONGRESİNE KATILACAK MISINIZ?... MESUT BEY KATILACAK MI?... Mesut Yılmaz kongreye gitmeyecek. Ben gideceğim. Ben Merkez Karar Yönetim Kurulu üyesiyim. Cumartesi ve pazar günü oy kullanacağım. Fakat yeniden MKYK'ya aday olmayacağım. Genel başkanlığa aday olmak gibi bir düşüncem olmadı. Tabii ki aday da olmayacağım. Bana göre Türk siyasetinde Mesut Yılmaz, müstesna seçkin bir isimdir. Yıpranmıştır, seçim kaybetmiştir ama buna rağmen müstesna bir isimdir. Sonuçta kaybetmiştir, gerekeni de yapmıştır. Kendisinden sonra yeri kolay doldurulabilecek bir insan değildir. Dört dörtlük bir liderdir. Taban politikası ile alakası olmamıştır. Yüksek politikayı iyi yapar, doğru yapmıştır. Mesut Yılmaz'dan sonra inşallah ANAP başarılı olur. Benim de bundan sonra siyasette kenarda durmam, benim de aktif siyasetin içinde olmamam bu işin tabii seyridir. SİZİN KONGREDE ADAY GÖSTERİLECEĞİNİZ SÖYLENİYOR? Bizim tüzüğümde kimse kimseyi aday gösteremez. Beni de aday gösteremezler. Bütün bunların iyi dilek olduğunu görüyorum. İyi dilekten başka da bir sonuç getirmez... MEŞHUR GAZPROM FOTOĞRAFI... 1999'da Şarık Tara'nın davetlisi olarak Moskova'ya gittim. Fotoğraftaki şahıs, Moskova Belediye Başkanı, yanındaki şahıs da onun sanat danışmanı. Ne Gazprom'u tanırım. Ne gaz işini konuştum. Ne de haberim var. Fotoğraf iki yerde çıktı. Biri Hürriyet gazetesi, diğeri Yeni Şafak... O fotoğrafta Mesut Yılmaz'ın yanında Moskova Büyükelçisi var. Büyükelçi orada olduğuna göre o görüşme kayda geçti. Hayatımda ne dolaylı ne de dolaysız Gazprom'la ilişkim olmadı. Ne de Çernomirdin'i tanırım. Gaz ve benzin işinde yokum. Hepsi yalan. Mavi Akım işi yapmadım. Birileri beni somka istiyor ama yokum. Bütün bunlar bir yıpratma kampanyası ise ve bu yıpratma kampanyasının bir sonuç getirmesi isteniyorsa, bu maksat hasıl olmuştur... Bugün bir yere gittiğimde bana bakanların yüzde 50'si hırsız gözüyle bakıyor. Demek ki, kampanyalar amacına ulaşmış. Bu iddialar gündeme gelmeden, ''gelecek'' diye Mesut Bey'i çok uyardım. Mesut Bey'in davranışı, televizyonlarda izlediğiniz gibidir. Gözlerini diker ve bakar... Beyaz Enerji operasyonu başlamadan da uyardım... ''KRİZDE MERKEZ BANKASI'NIN VERDİĞİ 5.8 MİLYAR DOLARDA BİZİM PAYIMIZ YOK. ALMAK İSTEDİK ALAMADIK...'' 19 şubat 2001 pazartesi günü Paris'teydim. Başbakan'la Cumhurbaşkanı arasında kriz çıkınca, öğleden sonra holding genel müdürüm bana bu olayı anlatı... Bunun ne tip sonuçlar getireceğini anlattı. Dedim ki, derhal bankaya geçin ve pozisyon kapayın... Bu işin sonucunun bir felakate gidebileceğini söyledim... Almak istediğimiz halde döviz alamadık. Çünkü benim param Halk bankasındaydı. Birkaç yüz trilyondu. Türk lirası olarak oradaydı. Halk bankası benim paramı vermedi. Ben de Merkez Bankası'ndan 600 binden dolar alamadım. Bir tek dolar alamadım. Halk bankası benim Türk Lirası paramı alamadım. Tekstilbank, GSD grubu olarak Merkez'den bir tek dolar almadı. GLOBAL MENKUL DEĞERLER.. Mehmet Kutman amcamın torunu. Ama hiçbir şekilde uzaktan yakından alakam yok... Ben başkasının menfaati için Mesut Yılmaz'a aracılık yaparım. Ama kendi menfaatim için yapmam. Şahsi paramı da çeviremedim. O da Halk bankasındaydı... 19, 20, 21, 22 şubatta, yani krizin ilk günlerinde, ne Tekstilbank, ne açık ne gizli kuruluş Merkez Bankasından tek kuruş alamadı... Devlet devlet olsaydı, ipin ucunu elinden kaçırmasaydı... Türkiye şubat 2001'de çok büyük kriz yaşadı. Finans sistemi tarihinin en ağır darbesini yedi. Türkiye hep kazandığından fazla harcadığı için bu kriz geliyordu zaten... Finans kesiminde büyük miktarda para uçtu, yok oldu... Bu parayı kazanan hiç olmadı... Bankalar zarar etti... Türkiye'de bankalar risk ayarlamasını yapamadı. Devlet verdiği taahhütleri yerine getiremedi... Bu kadar ağır krizde 5.8 milyar dolar nedir ki?... Türkiye'nin 20 milyar dolar kaybı oldu... MESUT BEY NE YAPIYOR?... Evinde çalışıyor, kitap okuyor. Kitap yazıyor olabilir. Notlar alıyor. Bol vakti var. Havalar iyileşince tenis de oynar. Yürüyüş yapıyor. Aktif sporcu olacak hali yok yani. Arkadaşlarını kabul ediyor. Kongre nedeniyle, yanlış anlaşılmasın diye özen gösteriyor, ANAP'tan kimseyle konuşmuyor. Fıtık ameliyatı geçirdi. O esnada birkaç gün sakal bıraktı. Şu anda sakallı değil. Mesut Bey İstanbul'a yerleşince bana ziyarete geldi. Ben de kendisinin ve Berna Hanım'ın kredi kartlarını hazırlamıştım. Orada görevli arkadaş, ona kartı nasıl kullanacağını anlattı. Mesut Bey, bilmiyordu bunları. O manzara garipti yani... 20 yıl Ankara'da kalmış insanların adaptasyonunun çok kolay olduğunu sanmıyorum. Parayı kullanmayı bilmiyorlar. Neyin kaç para olduğundan haberleri yok. Doğal bunlar ama geçer... Galatasaray Başkanı olmayı istemez... O tip işleri bana yaptırır. İkimizin de takımı aynı olmadığına göre o iş olmaz... FENERBAHÇELİLER ''SANDIKTA GÖRÜŞÜRÜZ MESUT BEY'' DİYE PANKART AÇTILAR..? Bütün Türkiye görüştü canım... FENERBAHÇE KONGRESİNDE BAŞKAN'A BASKI YAPTIĞINIZ İDDİASI VAR? Uğur Dündar'ın bir sonraki kongrede yönetime girmemesi için arkadaşlarımla buna çizik atacağım diye baştan söyledim... Ben hep düellocuyum. Hayatımda kimseye pusu kurmadım. Ben başkana aylar önce, Uğur Dündar'ı bir daha yönetim kuruluna alırsa mutlaka arkadaşylarımla çizik atacağım diye söyledim. Ben böyle teşkilatlanmıştım... 3 kasımda evimdeydim. Seçim sonuçlarını çok erken tahmin ettim. Bir şey düşünmedim. İki netice bekliyordum ya 5-6-7-8 bekliyordum veya yüzde 16-17-18 bekliyordum... İlki gerçekleşti... Mesut Bey tahmin ediyorum çok üzülmüştür, kahrolmuştur. Ben inanıyorum ki, bir siyasetçi için böyle bir hadise ölüm gibi bir şey... Ertesi sabah 12'de Ankara'daydım... Hiç uyumudan Ankara'ya gittim. Olocaklarını biliyordum. Mesut Bey de biliyordu. Bana göre seçim, seçim kararı alındığı gün değil, Yalova depremi olduğu günlerde kaybedilmeye başlamıştı. Devlet depremde ani reaksiyon gösteremedi, ağır yara aldı. Orada bir kaos vardı. Hükümet, devlet hazırlıklı değildi. Allah'tan askerimiz vardı. Bana göre, hükümet topal bir görüntü verdi. Sonra gelen kasım ve şubat krizi hükümete ciddi yaralar verdi. Böyle işlerin tamiri yılları alıyor. Hükümet o zamanı iyi kullanmadı. Hüsamettin Özkan'la çok sık görüşüyorlar. Ben de Mesut Bey'e gittiğimde Hüsamettin Bey de geliyor. Ama siyaset konuşmuyoruz. Tavla falan oynuyoruz... MESUT YILMAZ'IN BUDAPEŞTE'DEKİ YUMRUKLANMA OLAYININ ASLI NEDİR?... Mesut Bey'in kumarhane derdi falan yok. Biz iki kardeş aramızda bezik oynarız. Hüsamettin gelir tavla oynarız. Mesut Bey bu seyahatlerinde arada bir gün kendine ayırıp, şehri dolaşmayı seviyor. Bir yere gittiğinde, bir markete girer, saatlerce malları inceler. Niye yumruklandı sorusunun cevabı basit. Susurluk olayı var, adamlar niye öldü? Üç dört doğulu milletvekili Mesut Bey'e çok baskı yaptı yumrukçu Veysel Özerdem'in affedilmesi için... Ataullah Hamidi ve rahmetli Nizamettin Sevgili ısrar ettiler Mesut Bey'e... TELEFONLARINIZ DİNLENDİ Mİ? Benim telefonlarım dinlendi. Nenehatun'u bilmiyorum. Buna rağmen Türkiye'de cep telefonu çıktığı günden bu yana telefon numaramı değiştirmedim. Evimin ve işyerimin telefonlarını değiştirmedim. Şurdan biliyorum. Benim telefon konuşmalarım, Ankara'daki bir arkadaşım tarafımdan önüme yazılı olarak getirildi... Buradan biliyorum... Bana bu bilgiyi bir gazeteci getirdi... Beni dinliyorlar diye tarzımı değiştirmedim. Küfretmem gerektiği zaman küfrettim... BABAANNENİZİN RUS OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI? Ne dedemi ne de babaannemi hiç görmedim. Babam 1912 doğumlu ve en ufakları. Tahmin ediyorum, sınır falan yok o yıllarda. Rus köyü ile Türk köyü bir. EŞİNİZ ALMAN... O KİMLİĞİNİ MUHAFAZA EDİYOR.. Benim karım hem Alman, hem katolik. Hem aidiyet duygusu, hem de din çorap değiştirir gibi değiştirilmez. Bundan hiç bir gün çekince duymadım. Amcam eşimin ismini değiştirmemi söyledi, ben de reddettim. Çocuklarımın üçü de müslüman. Karım da buna saygı duyuyor. Çocuklarım bu ülkede yaşasınlar diye yetiştirildiler. Çocuklarımın aidiyet duyguları hem Türk hem müslüman. Her üçü de çifte pasaport taşıyor. Ben Alman vatandaşı olma ihtiyacı duymadım. BORSADA YATIRIMINIZ VAR MI? Borsada küçük bir yatırımım var. Kendim yönetirim. Gün gün hareketleri söyleyebilirim... Mehmet Kutman'la özel olarak görüşmeyiz. Merak ve yaşantı tarzımız birbirine denk gelmez. Herhangi bir samimiyetim yok. Özel bir samimiyetim yok. Bütün yeğenlerim kadar bana yakın ve uzak... GSD'nin halka açılmasını GLOBAL'le gerçekleştirecektik. İşin tamamını getiremedi. Çünkü Rusya krizi çıktı. Sonra Demir Yatırım liderliğinde halka açılmayı gerçekleştirdik. Mehmet Kutman, amcamın kızının oğlu... O yüzden soyadımız tutmaz... 28 ŞUBAT ANALİZİ... 28 şubat Türkiye'deki dinamik güçlerin ''Cumhuriyet''i ''Demokrasi''nin önüne çıkardığı dönemdir... HAKKINIZDA İDDİADA BULUNAN GAZETECİLERLE GÖRÜŞTÜNÜZ MÜ? Ben hayatımda hiç kimsenin işine mani olabilecek bir eylemin içerisinde olmadım. Mehmet Barlas'ın hakkımda somut bir iddiası yok... Nazlı Ilıcak, fazla değişken bir insan. Fazla şekilden şekile girme kabiliyeti olan bir hanım. Geçmişte benimle çok samimiydi. Sonra abimden dolayı benimle kavgaya başladı. Nedendir bilmiyorum, Allah'ından bulsun... Nazlı Hanım'a yazılı açıklama yolladım ama telefonla görüşmedim. Geçmişte benim avukatlığıma savunan insanlar, sonra bana yükleniyorlarsa ben muhatap olmam. Saygı Öztürk akıllı bir strateji izledi. Bir zeka örneği göstererek, benden hep bir siyasetçinin kardeşi diye söz etti. Açıklama yollasam, ''ben sizi kastetmedim'' diyebilirdi. Bu yüzden muhatap olmadım..." Turgut Yılmaz, konuşması sırasında Uğur Dündar'ı bir belgeyi saklamakla suçlayınca ortalık karıştı...Yazılı bir açıklama yapan Uğur Dündar, Turgut Yılmaz'la ilgili inanılmaz iddiaları günyüzüne çıkardı. İşte Uğur Dündar'ın açıklaması: "Eski ANAP Lideri Mesut Yılmaz”ın kardeşi ve ANAP MKYK Üyesi, işadamı Turgut Yılmaz, dün gece konuştuğu bir televizyon kanalında, şahsımla ilgili olarak tamamen hayal ürünü ifadeler kullanmıştır. Örneğin “Uğur Dündar Star Televizyonu”nda iken, Jandarmaya ait bir fezleke yayınladı. Fezlekenin kapağında benim de adım var. Fezleke doğru... Sanırım bunu Uğur Dündar”a Tantan yayınlattı!..” demiştir. Gelelim işin aslına... Fezlekenin Tantan ile hiçbir ilgisi yoktu... Belgey, o dönemdeki editör arkadaşlarımızdan Mehmet Güç elde etmiş idi...Kendisi deneyimli, haber kaynağını saklamanın meslek namusu olduğunu bilen bir meslektaşımızdır. Zaten bizim için belgenin nereden, kimden geldiği değil, doğru olup olmadığı önemliydi...Sorumlu gazetecilik anlayışımızın gereği olarak belgeyi doğrulatmakla kalmadık, Turgut Yılmaz”ı canlı yayına çıkararak uzun uzun savunma hakkı tanıdık. Ancak o, aleyhimize davalar açmayı uygun gördü. Fakat açtığı tüm davalar, lehimize sonuçlandı. Yani hukuk savaşını o değil, biz kazandık. Kaldı ki, bizim elimize tutuşturulan belgelerle gazetecilik yapan kişiler olmadığımızı, adımızın ölüm listelerine bu nedenle girdiğini en iyi bilenlerden biri de, Turgut Yılmaz”dır. Bir tarihte Başbakan Mesut Yılmaz beni telefonla arayarak, kardeşinin elinde çok önemli bir belge olduğunu ve dürüstlüğümüzden emin bulunduğu için de, bize vermek istediğini söyledi. Turgut Yılmaz ile fabrikasında görüştüm. Ayrıntısına girmek istemiyorum ama verdiği belge, polis karakolunda gizlice kaydedilen cızırtılı, içeriğı pek anlaşılamayan bir teyp kasetiydi. Kaset mahkemede halledilmesi gereken bir arazi ihtilafıyla ilgiliydi. Araştırmalarımız sonucunda tanık, belge, kanıt bulamadığımız ve haber değeri göremediğimiz için kasedi çöp kutusuna attık...Yani bizi başkaları kullanamadığı gibi, Turgut Yılmaz da kullanamamıştır... Turgut Yılmaz, kendileriyle ilgili olarak bize gelen asılsız ihbarları, düzmece dosyaları çöpe gönderdiğimizi de çok iyi bilir... Fenerbahçe Kongresi”nde adımı çizdirerek, Yönetim Kurulu”na seçtirmediği iddiasına gelince...BU DA YALAN, HEM DE KOSKOCA BİR YALAN..... Turgut Yılmaz”ın Beyaz Enerji haberini yayınladığım için bana husumet duyduğu ve intikam hisleriyle yanıp tutuştuğu doğrudur. Fenerbahçe Klübü Başkanı Sayın Aziz Yıldırım”a, adımı Yönetim Kurulu listesinden çıkarması konusunda telkin yaptığı, Başkanın reddetmesi üzerine, çevresini örgütleyerek seçim sandığına atılan listelerdeki adımı karalatmak için çabaladığı da doğrudur. Peki sonuç ne olmuştur? Turgut Yılmaz için kocaman bir hayal kırıklığı... Yaklaşık bin 200 üyenin tulum halinde oy verdiği listede adımın üstünde çıka çıka 2 adet çizik çıkmıştır. Evet sadece iki adet... İşte Turgut Yılmaz”ın Fenerbahçe Kongresi”ndeki gücü, bu iki oyla sınırlıdır. Kaldı ki hizmet etmekle gurur duyduğum Fenerbahçe Camiası, Şükrü Saraçoğlu Stadyumu”unda açtıkları “SANDIKTA GÖRÜŞÜRÜZ MESUT BEY!” pankartıyla, kendilerini ne kadar sevdiklerini (!) belli etmiş, bu büyük sevgiyi (!) seçim sandığına da yansıtarak gereğini yapmıştır. Yönetimden ayrılmam ise, tamamen kendi isteğimle olmuştur. Bu olaydan aylar sonra gerçekleşen bir başka Genel Kurul öncesinde, Başkanımız Sayın Aziz Yıldırım, yönetimde kalmam konusunda ısrar etti. Ancak gençlere fırsat tanıyabilmek amacıyla görev kabul etmedim. Turgut Yılmaz gerçekten kamuoyunu bilgilendirmek istiyorsa doğru konuşsun, örneğin şu telekulak işlerine bir girsin!.. Hatta İstanbul”daki üst düzey bir kamu görevlisinin Şükrü Saraçoğlu Stadyumu”nun Vip Salonu”nda kulağıma eğilerek “Kusura bakmayın Uğur Bey, sizi telefonla arayamıyorum!” sözleriyle ne demek istediğini açıklayıversin de görelim!.." Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:05

İLGİLİ HABERLER

Onceki Sayfa
Sonraki Sayfa