''BUSH ANCAK PETROL ENDÜSTRİSİNDEKİ İNSANLARIN ÇOK İYİ ARKADAŞI OLUR''
ANTALYA - ''Katil Doğanlar'', ''İnce Kırmızı Hat'', ''Beyazlar Beceremez'', ''Başkanın Adamları'', ''Sarabosna''ya Hoşgeldiniz'', ''Skandalın İsmi Larry Flynt'', ''Ahlaksız Teklif'' gibi filmlerle tanınan Woody Harrelson hiç kuşkusuz Antalya Altın Portakal Film Festivali''nin en sempatik yıldızı. Gerek açılış törenlerinde gerekse film gösterimlerinde herkesle selamlaşıyor, insanlarla konuşuyor, sorusu olanları cevaplıyor. Konuştuğu insanlara mutlaka soru soruyor. Belli ki, bu coğrafyayı anlamaya çalışıyor. Onun pek bilinmeyen bir aktivist yönü var aslında. Yaşadığı dünyaya aşırı derecede ilgili. Sean Penn gibi Hollywood''un muhalif kanadından. ''''Bush iyi bir ardakaş olabilir ama petrol endistrisindeki insanlar için'''' diyen Harrelson''la Antalya''da konuştuk.
Oyuncu olarak çok önemli yönetmenlerle çalıştınız. Sizin yönetmenlerden beklentiniz neydi? Sizin için ''iyi yönetmen'' nedir?
En iyi yönetmen sizin ne yaptığınızı bilen, sizi yönlendirebilen kişidir. Önemli olan yönetmenlerle iyi iletişim kurabilmek. Ama aynı zamanda çok konuşurlar. İstersiniz ki az sözle anlaşalım. Ama genelde büyük ve yaratıcı yönetmenler size yardımcı olur.
Çoğu seyirci sizi ilk kez ''Katil Doğanlar''da gördü. Bu filmin kariyerinizdeki etkisi ne oldu?
Geçmişte canlandırdığım karakterler arasında bir seçme yapınca aslında insanların bunları tek gerçek görmemesini isterim bir oyuncu olarak. Bunlar önemli işler olmadığı için değil gerçekle karıştırılmamaları için. Bu film, Amerika''da basının gerçekte nasıl çalıştığını gösteriyordu, hepsinin değil belki ama önemli bir kısmının. Gerçekten üzücü şeylerdi, şiddetin medyaya yansıması, medyanın insanlar, çocuklar üzerindeki etkisi Çünkü okullarda görüyorsunuz, havaalanında bir gazete alıp okuyorsunuz. ''Katil Doğanlar'', medyadaki şiddet salgını üzerine bir filmdi.
Gerçekten iyi bir medya eleştirisiydi ''Katil Doğanlar''.
Evet, bir yandan bir medya eleştirisiydi. Öte yandan birçok insan bundan hoşlanmadı. Ama ben kendi adıma kesinlikle son derece iyi bir film olduğunu düşünüyorum. Ve anlaşılmamış bir romantik/komedi olduğunu da! Sizce de öyle değil mi?
Favori filminiz sorulduğunda ''People vs. Larry Flint'' cevabını veriyorsunuz. Sebebi nedir?
Tabii bunun da bir romantik komedi olmadığını söyleyeyim. Bence bu çok güzel bir aşk hikâyesi. Toplumun dışında kalmış iki karakterin aşk hikâyesi. Bir tarafta bir pornocu, bir tarafta hap kullanan biri... Toplum için örnek olabilecek tipler değil. Ama aralarındaki aşk hikâyesini seviyorum.
Sizi daha çok şiddet içerikli filmlerde gördük. Ve ''Şiddet her zaman cinsel iştahımı artırmıştır'' diye bir sözünüz var. Ama aynı zamanda sizin şiddete karşı biri olduğunuzu da biliyoruz. Sizin için şiddet ne ifade ediyor?
Bir kere o cümle benim değil, hiçbir zaman öyle bir şey söylemedim. Şiddet toplumumuzda her yolla yayılıyor; sadece filmlerle ya da hükümetlerin çıkardığı savaşlarla değil. Aynı zamanda huzursuzluk/mutsuzluk, insanlar arasında konuşularak yayılıyor. Bilirsiniz, bunu Entertainment Weekly de yapıyor, magazin basını da yapıyor; negatifliği yayıyor. Bence bu da şiddetin bir biçimi. Ve bunun için yarış ediyorlar. Gerçek bir yarış; tıpkı bir futbol maçı gibi. Ben bu yarışın, eninde sonunda insanları hissizleştireceğini düşünüyorum.
Siz de toplum için çalışıyorsunuz bu arada. Voiceyourself''in kurucususunuz. Bu bir sivil toplum kuruluşu mu?
Evet, kâr amacı gütmeyen bir oluşum, eşim başlattı. Makineleşmeye karşı doğal hayatı savunan bir yapı. Çünkü umutsuzluğu yenip bir şeylerin değiştiğini görmek ve göstermek istiyoruz; ekolojik yapıda, toplum hayatında, insan hakları alanında... Çünkü toplumumuz günümüz endüstrisi tarafından gerçekten zehirleniyor. Çünkü ekonomik alanda, sosyal ve politik alanda baskın olmak istiyorlar. Gerçekten dünyada ne olup bittiğini, yanlış giden şeyleri, tecavüze uğrayan anneleri, kontrol mekanizmalarının işleyişini görüp bir araya gelirse ve bu insanlar seslerini birlikte doğru bir şekilde duyurabilirse bu bizim gücümüz olacaktır. Ve buna, gücümüzü birleştirip hareket etmeye gerçekten ihtiyacımız var. Voiceyourself''in ana unsuru da birlikte hareket etmek.
Siz de Sean Penn gibi muhalifsiniz. Bunun Hollywood''da kariyerinize nasıl bir etkisi oluyor? Dünyanın geri kalanı sizi alkışlıyor belki ama Amerikan kamuoyunda durum ne?
Gittikçe daha çok insan barışa inanıyor. Bilmiyorum, bu da anlaşılabilir. Çünkü her şeye rağmen bu ülkeyi seviyorum, insanlarını seviyorum onlara rağmen. Çünkü hükümetin neler yaptığını biz biliyoruz ama çoğu bilmiyor. Çünkü Amerika''da bütün basın ''fabrikasyon'' yalan söylüyor. Amerika''da gerçek haberler unutuluyor. Allah''tan ki internet gibi, insanlara ulaşacağımız başka yollar var.
Michael Madsen''la aranızda bir sorun mu var, festivalin açılış gecesinde ''kapıştığınız'' iddia ediliyor, hatta görüntüler var.
Aramızda bir problem yok, ama iyi arkadaş da değiliz.
Festivalden kısa kısa
Madsen yine kızdı
Woody Harrelson ile yaptığı tartışmayla gündeme oturan Hollywood''un ünlü oyuncusu Michael Madsen, jüri üyesi olmasına karşın kendisine otelden ekstra fatura çıkarılınca yine kızdı. Hillside Su Oteli''nde 2 bin 500 YTL ekstrası çıkan Madsen, kendisinden kredi kartı isteyen otel görevlilerine sert çıktı. Durumu öğrenen festival yetkilileri, devreye girerek Madsen''in ekstralarını organizasyon komitesinin karşılayacağını bildirdi.
Harrelson''dan dans şov
Gala yemeğine Woody Harrelson damgasını vurdu. Hayranlarıyla birlikte hatıra fotoğrafı çektiren Harrelson, gecenin sonlarına doğru kalkıp davetlilerin masalarına geçerek kısa sohbetler yaptı. Sonra Şebnem Dönmez''i dansa kaldırdı.
Torun Chaplin geldi
Charli Chaplin''in torunu, fotomodel ve oyuncu Kiera Chaplin de Antalya''ya geldi. Bu akşam yapılacak ''Charlie Chaplin Gecesi''nin sunuculuğunu üstlenecek Kiera Chaplin, ''''Dedemin en büyük hayranıyım. Benim büyük ilham kaynağımdır. Bu nedenle bulunduğum kariyerdeyim'''' dedi.
(RADİKAL)
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 11:01