SELAHATTİN AKTAŞ
VAN - Saadet Partisi (SP) Genel Başkan Yardımcısı Şevket Kazan, Refah Partisi'ndeki yenilikçi hareketin 1996 yılında Devlet Bakanı olan Abdullah Gül'ün ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD'lilerle yaptığı görüşmenin sonrasında ortaya çıktığını ileri sürdü.
Dün, Van'da partisinin 4. Bölge Toplantısı'na katılan SP Genel Başkan Yardımcısı Şevket Kazan, bugün Van Belediyesi'ni ziyaret ederek Başkan Şahabettin Özarslaner ve meclis üyeleriyle görüştü. Yaklaşık bir saat süren Kazan-Özarslaner görüşmesinde, siyaset ve özellikle AK Parti konuşuldu. Hükümet oldukları dönemlerde siyasi parti gözetmeksizin sadece halka hizmet için yerel yönetimlere destek verdiklerini belirten SP Genel Başkan Yardımcısı Şevket Kazan, iktidar oldukları dönemde CHP'li olan Tunceli Belediyesi'ne 10 milyar lira kaynak aktarmalarını örnek verdi. Aynı partinin tabanından gelen AK Parti ve SP'nin tüzüklerinin aynı olup olmadığı sorusu üzerine Şevket Kazan, partilerinin Milli Görüş çizgisinde olduğunu, AK Parti'nin ise ANAP'ın merhum Özal'ın politikasının devamı olduğunu söyledi. Türkiye'de iktidar ve lider olacak siyasinin ABD'nin isteği üzerine olduğunu savunan Kazan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün de bu ülke ile diyaloglarının yıllar önce başladığını, diğer siyasi parti genel başkanlarını da örnek vererek anlattı.
''TÜRKİYE'DEKİ LİDERLER ABD'NİN İSTEĞİYLE GELİYOR''
1964 yılında ABD'nin Sadettin Bilgiç'i değil de Süleyman Demirel'i Adalet Partisi'nin (AP) genel başkanlığına seçtirmesini örnek gösteren Şevket Kazan, merhum Turgut Özal ve Tansu Çiller'in de bu ülkenin isteği doğrultusunda iktidara geldiğini belirtti. 1996 yılında Devlet Bakanı olan Abdullah Gül'ün kendisine bağlanan Türki Cumhuriyetleri, Kıbrıs ve TRT Genel Müdürlüğü ile ilgili hiçbir işlem yapmayarak ABD'li Grossman ile partiyi bölmek için plan yaptıklarını iddia eden Kazan, ''Bu yenilikçi gelenekçi ayrımı Türkiye'de partinin içinde kendiliğinden meydana gelen bir ayrım değildir. Bu ayrımın akıl hocası vardır. Akıl hocası Makowsky'dir. 30 Haziran 1996'da biz hükümet olduk. Bizim hükümet oluşumuzdan 18 gün sonra Makowsky ABD'de yayınlanan dergide bir makale yazdı. Makowsky makalesinde 'Erbakan'ın Başbakan olması ABD ve İsrail'in menfaatlerine uymaz. Yani bizim aleyhimizedir. Ancak Erbakan 70 yaşındadır, bu partinin içinde gençler vardır. Biz bu gençlerle bir yenilikçi hareket başlatmak imkanına sahip olursak böylece Erbakan'ı bertaraf etmiş oluruz' dedi. Ondan sonra Devlet Bakanı olan Abdullah Gül, kendisine bağlı olan Türk Cumhuriyetleri, Kıbrıs ve TRT Genel Müdürlüğü konularında hiç bir iş yapmamıştı. Sadece Grossman'la oturmuş, Grossman'la kalkmış. Daha o zaman planları beraber yapmaya başlamışlar. Tabii biz buna ihtimal vermiyorduk, biraz da aşırı güvenden kaynaklanıyor. İnsanlar birbirlerine güvenmek mecburiyetindedir. Biz onların açık ihanetini görmedikçe hep bu hüsnü zan üzerinde durduk'' dedi.
''ERDOĞAN DA ABD'YE BAZI SÖZLER VERMİŞ''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da ABD ile ilişkilerini İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemlerde olduğunu anlatan SP Genel Başkan Yardımcısı Şevket Kazan, ''İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan dünyayı gezip dolaşıyor. Tabii ki bizler de 'Büyükşehir Belediye Başkanı'dır. Dünyayı gezsin dolaşsın, belki İstanbul için bir takım yenilikler görür getirir İstanbul'da bunu uygular' diye biz meseleye böyle bakıyoruz. Ama orada görüşmeler başlamış haberimiz yok. Ondan sonrada bir konuda söz almışlar. Parti kurulduktan sonra Amerika'ya en az 5-6 defa gitti'' diye konuştu.
Göreve başladığı günden itibaren parti gözetmeksizin tek amacının vatandaşa hizmet etmek olduğunu belirten Van Belediye Başkanı Şahabettin Özarslaner ise Türkiye'de borçsuz ve İller Bankası kayıtlarında karnesi 'Pekiyi' olan 10 belediyeden biri olduğunu söyledi. Merkezi hükümetlerden şimdiye kadar tek kuruş dahi almadığını kaydeden Özarslaner, hizmetleri ise kendi öz kaynaklarıyla yapmaya çalıştığını bildirdi. Hükümetlerin sürekli kendisine sözlü vaad ettiklerini, ancak hiçbir yardım göremediğini dile getiren Şahabettin Özarslaner, ancak göreve gelirken sıkıntıları bildiğini ve ona göre hareket ettiğini söyledi. SP Genel Başkan Yardımcısı Şevket Kazan, Van'daki gezi ve incelemelerini tamamladıktan sonra öğleden sonra Türk Hava Yolları'na ait tarifeli uçakla Ankara'ya gitti.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:32